O, 8 senelik kısa hükümdarlığı esnasında Çaldıran, Mercidabık ve Ridaniye gibi üç büyük meydan savaşı sonrasında Orta Doğu’ya 4 asır sürecek bir düzen getirmiştir. Bu yazıda Sultan Selim’in seferlerinden ziyade Şehzade Selim’in seferlerinden bahsedeceğiz.
Fatih Sultan Mehmed 1461’de Trabzon’u alarak bölgeyi Osmanlı idaresine katmıştı. Trabzon sancağına ilk olarak Şehzade Bayezid’in büyük oğlu Şehzade Abdullah tayin edilmişti. Şehzade Abdullah, Fatih Sultan Mehmed’in vefat tarihi olan 1481’e kadar bu görevde kalmıştır. Şehzâde Abdullah’tan sonra Trabzon sancak beyliğine bu görevde 29 yıl kalacak olan Bayezid’in oğullarından Şehzade Selim atanmıştır.
Yavuz Selim’in şehzâdelik devri seferlerinin en meşhurları Gürcistan taraflarına yaptığı 3 sefer ve bunlardan özellikle 1508 yılında çıktığı Kutayis seferidir. Trabzon ile Kutayis mevkisinin kuş uçuşu mesafesi 280 kilometre olup sarp dağlar arasından geçen karayolu ile bu mesafe neredeyse ikiye katlanmaktadır ki bu rakamlar seferin ciddiyetini göstermek açısından mühimdir. Gürcistan seferleri oldukça çetin şartlar altında gerçekleşmiştir.
(İsmail Şah) |
Kemalpaşazade ilerleyen satırlarda bölgedeki Gürcü halkın savaşçılığından ve civar ahalilere korku saçtığından, Şah İsmail’in dahi “diş bilemesine rağmen” bölgede tutunamadığından bahsederek Şehzâde Selim’in giriştiği seferin ciddiyetinden dem vurmaktadır.
İsmail şah |
Nitekim Şehzâde Selim Trabzon’da valiyken, İran’daki meydana gelen saltanat değişimini, Şah İsmail’in, karakter ve şahsiyetini, emellerini çok iyi biliyordu. Şehzâde Selim, Trabzon’dan yaptığı üç Gürcistan Seferi ile Gürcistan’ın büyük bir kısmını hâkimiyeti altına almıştı.
Ayrıca Anadolu’da Akkoyunlu Türkmen Devleti’nden Safevîlere geçen topraklarında bir kısmını ele geçirmişti. Bayburt, Erzincan, Kemah, İspir, Çemişgezek, gibi yerleri idaresi altına almıştı. Şah İsmail’in Dulkadırlu Alaüddevle Bozkurt Bey’in üzerine giderken, yanında ağır olduğu için taşıyamayıp Erzincan’da toprağa gömdürmüş olduğu top ve cephanelere de el koymuştu. Bu duruma da çok sinirlenen İsmail, kardeşi İbrahim Mirza’nın yanına asker katarak, Trabzon’a Selim üzerine gönderdi. Şehzâde Selim’de İbrahim Mirza’yı mağlup ederek, onu Trabzon’da hapsetti.
Şah İsmail, kardeşi İbrahim Mirza’nın esareti üzerine, Erzincan’a kadar gelerek Erzincan Kalesini almak istemiş, fakat Şehzâde Selim, daha Safevî ordusu yolda iken haber alarak, yanında oğlu Şehzâde Süleyman ile birlikte güneye inerek, Trabzon’dan Erzincan’a gelmiş ve ansızın yaptığı bir gece baskını ile 1508 yılında, Şah İsmail’i bozguna uğrattı. Safevî Devleti hükümdarı Şah İsmail, Taşkent ile Diyarbakır arasında hükmederken, Trabzon Valisi Şehzâde Selim’e kardeşini esir verdiği gibi, kendisi de mağlup olmuştu…Bu gelişmelerden şaşkına dönen Şah İsmail, II. Bâyezid’e tehditler içeren bir mektup göndermiş ve kendisini, Akkoyunlular’ın meşru vârisi sayarak, Şehzâde Selim’in aldığı toprakları geri vermesini, Osmanlı Devleti ile Safevî Devleti arasında bir savaş bulunmadığını, Şehzâde Selim’in Trabzon’dan alınarak cezalandırılmasını talep etmiştir. Şehzâde Selim, başta Erzincan olmak üzere, bu toprakların büyük dedesi Yıldırım Bâyezid Han devrinden beri, meşru Osmanlı toprakları olduğunu ileri sürmüş ise de, Divân-ı Hümâyun, Bayburt, Kemah, Erzincan ve İspir’in Safevîlere geri verilmesini Şehzade Selim’e emretmiştir.
Müneccimbaşı bu durumu Sahâifu’l-Ahbar isimli eserinde şöyle anlatır; “Şehzâdelerden Sultan Selim Trabzon Eyaletine mutasarrıflar olub ekser-i evkaatda Gürcistânı gâret ü tahrîb ve Kızılbaşlar [Şahismail mensubu] ile ceng ü pürhâşdan hâlî değil idi. Hattâ Erzincan ve Bayburdu anlarun elinden aldı“
“Sultan Selim Hanı itaatten hurûc ve dâ’vây-ı istiklâl etmek töhmeti ile ithâm ve bu dâ’vây-ı kâzibeyi müşârun ileyhi bilâ izin Gürcistâna etdüğü seferler ve Devlet-i Aliyye ile musâlaha üzere olan Kızılbaş tâifesi ile etdüğü cengler ile istişhâd etdüler. Osmanlı Sultanı (II. Bâyezid Han) Sultan Selim tarafına müekked “Emr-i âlî” ısdâr buyurdular ki “ancak Sancağunu muhâfazaya meşgul olub ziyâde tecâvüz eylemeye”.
Şehzade Selim Gürcistan seferlerinden sonra elde edilen ganimeti 5’te 1’i hükümdarın hakkı olması usülden iken almamış ve tamamını askere dağıtmıştır. Daha sonra bir kısım askerine çok etkili bir konuşma yapmış ve onları Anadolu ile Rumeli’nin dört bir yanına dağıtmıştır. Selim Şah Göstermiş olduğu bu muvaffakiyetler halk arasında sarsılmaz bir itibar ve askeri zümrede büyük bir destek kazandı.
Gürcistan taraflarına yaptığı kuvvetli akınlarda elde edilen başarılar halk nazarında geniş yankı bulmuş, Hopa’nın üzerindeki ve kuzeydoğusundaki 1441 metre yükseklikte bulunan dağa da, öteden beri halk arasında “Sultanselim Dağı”, denilmekteydi. Halk şehzadenin başarılarından ötürü “Yürü bre Sultan Selim devran senindir” diye türküler söylemeye başlamıştı.
Kısa zaman sonra şehzadeler arasında şiddetli bir taht mücadelesi başladı. Şehzade Selim’in Yeniçerilerin yoğun desteğiyle ve uzun uğraşlar neticesinde tahta çıkmasında Gürcistan taraflarında yaptığı fetihlerin ve Şah İsmail tehdidini erken fark edip onu engellemeye yönelik yaptığı girişimlerin büyük etkisi vardır. Şehzade Selim, Sultan Selim olmuş ve 8 sene süren kısa saltanatında şaşırtıcı işler yapmış, adeta dünya tarihini yeniden yazmıştır.
Kaynak: Tarih ve Medeniyet
Post A Comment:
0 comments: