Temmuz 2018



KEMÂL KAPLAN
16 Temmuz 2018

Bugün dünyanın en önemli havacılarından VECİHİ HÜRKUŞ'un ölüm yıldönümü. O hayatını Türk havacılığına adayan, kendini sadece göklerde 'hür' sayan, hem bir maceraperest, hem bir idealist, hem de Türk havacılık tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır.

Aşağıdaki metin Anadolu Lojistik Tarihi adlı kitabımdan alınmıştır.

**********



Türkiye'nin ilk uçak tasarımcısı ve üreticisi olan Hürkuş, 6 Ocak 1896 tarihinde İstanbul'da doğdu.

1915 yılında Yeşilyurt Makinist Mektebi'nden mezun olan Vecihi Hürkuş, uçak makinisti olduktan sonra, 1916'da Tayyare Mektebi'ni bitirip pilot olmuştur. Kafkas cephesinde görev aldıktan sonra Kurtuluş Savaşı'nda Sakarya, İnönü ve Büyük Taarruz'da görev almış, ' uçak düşüren ilk pilot' olarak tarihe geçmiştir.  Savaş yıllarında yaşanan sıkınıtılardan dolayı, uçak sanayinin oluşması gerektiğini düşünerek çeşitli uçak modelleri çizmiştir. 14 Eylül 1922'de Seydiköy Hava Meydanı'nı Yunan işgalinden kurtarmıştır. Meclis tarafından üç defa takdirname ve İstiklâl Madalyası verilmiştir. 1923 haziranında Edirne'de arızalandığı için terk edilen 9 kişilik İtalyan uçağını teslim almak için gitmiş, arızayı tespit ederek kısa sürede onarmış ve uçağı İzmir'e uçurmuştur.

Uçağa 'Vecihi' ismi verilmesinden sonra Hürkuş, uçak projesinden Kuvay-i Havaiye Müfettişi Albay Muzaffer Bey'e söz eder ve onu ikna eder. Ekibiyle birlikte Halkapınar Tayyare Atölyesi'nde motoru, düşürülen bir Yunan uçağından, diğer tüm parçaları tamamen yerli üretim olan ilk uçağı 1925 yılında bitirir. Adı: 'Vecihi K-VI'
Uçağın uçuş lisansını alabilmesi için teknik heyetin onaylaması gerekmektedir. Heyettekilerin yeterliliği olmayınca, Hürkuş'a uçağı uçurulması söylenir. Vecihi Hürkuş 15 dakika deneme uçuşu yaparak, başarılı bir şekilde uçağı indirir.

Hürkuş izinsiz uçtuğu için cezalandırılınca istifa edip hava kuvvetlerinden ayrılır, o tarihte kurulan Türk Tayyare Cemiyeti'nde (Türk Hava Kurumu) sivil havacılık okulu açılması için görev alır. Hürkuş hayatının 30 bin saatini uçarak geçirir. Türkiye'nin birçok yerini uçarak geçer.

1932'de Vecihi Sivil Tayyare Mektebi isimli ilk Türk Sivil Havacılık Okulu'nu açmıştır. Okulda ilk Türk kadın pilotu olan Bedriye Gökmen dahil 12 pilot yetiştirmiştir. İstanbul Kalamış-Kadıköy'de Türkiye'nin ilk sivil uçağı 'VECİHİ XIV', ilk eğitim ve spor uçağı 'VECİHİ XV', 160 beygirlik Mercedes uçak motorlu deniz uçağı 'VECİHİ SK-X' üretilmiştir. Nuri Demirağ, bir tayyare yapımı için 5 bin lira vermiş, böylece 1933'te Vecihi Hürkuş tarafından 'NURİ BEY' adı verilen 'VECİHİ XVI' kabin uçağı yapılmıştır. Vecihi Bey zor koşullarda eğitim yaparken bazı kurumların, örneğin TEKEL İdaresi’nin ve Türkiye İş Bankası'nın reklamlarını yapmış, bazı vatansever yetkili kuruluşların da yardımlarını almıştır.

1937 yılında Türk Hava Kurumu, Hürkuş'u mühendislik eğitimi alması için, Almanya'daki mühendislik okuluna gönderdi. 1939 yılında mezun olarak ülkesine dönen Vecihi Hürkuş'a iki yılda mühendis olunmasının imkânsızlığı gerekçesiyle uçak mühendisi ruhsatı verilmedi.
1954 yılında ilk sivil havayolu şirketi olan Hürkuş Hava Yolları'nı kurmuştur. Ancak; kazalar, kaçırılmalar ve sabotajlar gibi sebeplerle şirket uçuştan men edilmiştir.
Türk havacılık tarihinin en üretken ve girişimci kişilerinden olan Vecihi Hürkuş, Ankara'da 16 Temmuz 1969 tarihinde Gülhane Askerî Tıp Akademisi Hastanesi'nde vefât etmiştir. Manidardır ki o gün insanoğlunun aya ayak basmak için uçtuğu gündür. (Mustafa Kaan Güneş, "Vecihi Hürkuş ve Türk Havacılığı", gazetebilkent.com)

**********


İlk Türk korsanı 

Vecihi Hürkuş'un yatırım ve girişimlerinin engellenmesi sadece bürokratik ve siyasi sebeplere dayanmıyor. Onun ayağına en büyük çelme takanlardan biri de FEVZİ GÖKDENİZ'dir. Gökdeniz aynı zamanda Türkiye'nin ilk HAVA KORSANIdır. Bu payeyi Vecihi Hürkuş'un bir uçağını Bulgaritan'a kaçırarak almıştır.

Fevzi Gökdeniz askeri bir pilot iken, talimatlara uymamış, uçağının pervanesi ile henüz havalanmadan öndeki filo komutanını ve uçağını biçip geçmişti. Sonrasında ceza aldı hapis yattı. Çıktı.

Cezaevinden çıktıktan sonra Suriye'nin pilot aradığını öğrenen Gökdeniz, Suriye'ye gitmiş lakin oradaki bürokrat çokcuklarınddan kendisine sıra gelmeyceğini düşünerek yeniden yurda döner.  Bir vesile Hürkuş'un havacılık firmasında piloy olarak görev yapmaya başlar. 

Bursa stadyumu üzerinde reklam bildirgeleri dağıtırken, alçak uçuş esnasında lisedeki bir kız arkadaşını görür. Ona hava atmak için çeşitli numaralar yaparken, bir direğe çarpar. Uçak pert olur. Gökdeniz komalık...

Şirketi zaten borçlanarak kuran Hürkuş, uçağın hurdaya çıkmasıyla büyük zarara uğrar. Doktorların öleceğini söylemesiyle Hürkuş, Gökdeniz'i hastenede bırakıp gider. Fevzi Gökdeniz günbegün iyileşmekte ve Hürkuş'un kendisine borçlu olduğunu düşünerek, intikam planları yapmaktadır.

Bir arkadaşının yardımı ile hastaneden kaçarak, VECHİ HÜRKUŞ'un bir uçağını Bulgaristan'a kaçırır. 

Hürkuş darbe üstüne darbe almış, toparlanması mümkün olmamıştır.

**********

Türkiye'nin ilk hava korsanı Fevzi Gökdeniz'in Bulgaristan ve Rusya maceralarını öğrenmek isteyenlere de;

BİR CİNS KAFA BİR İFLAH OLMAZ VAK'A - TÜRKİYE'NİN İLK HAVA ...