Mayıs 2012


Bu soruyu sanırım bugünlerde Kasımpaşasporlular ve tüm Kasımpaşalılar kendilerine soruyordur. Cevabı ise siz vereceksiniz.
Geçtiğimiz ekim ayında Kasımpaşaspor’u satın alan Ciner Medya Grubun sahibi Turgay Ciner, takımın süper lige çıkmasından sonra yeni yönetim kurulunu açıkladı. Yönetimde kimler yok ki…

Aslında Kasımpaşaspor’un kaderi AKP’nin iktidar olmasıyla değişmişti. Kasımpaşalı olan Başbakan Tayyip Erdoğan, semtinin spor kulübüne vefasını göstermiş, yeni bir stad yaptırmış ve süper lige çıkmasını canı gönülden isteyerek bunu yüksek sesle dile getirmişti. 2007 yılında bu rüzgârla süper lige çıkan Kasımpaşaspor, yükselmesiyle düşmesi bir oldu.

İşadamı Turgay Ciner, Kasımpaşaspor’un imdadına yetişerek, 2011 ekim ayında kulübü satın aldı. Takım bir kez daha şaha kalkarak, süper lige çıkmaya hak kazandı.
Ciner geçtiğimiz gün Kasımpaşaspor’un yeni yönetim kurulunu açıklarken, akıllarda birçok soru işareti de beliriyordu. Liste çok enteresan isimlerden oluşuyor:
Turgay Ciner
Zafer Yıldırım
Hasan Hilmi Öksüz
Can Kaymak
Ahmet Misbah Demircan
İhsan Kalkavan
Mübariz Mansimov Gurbanoğlu
Mehmet Turgut Yılmaz
Mehmet Fatih Saraç

Turgay Ciner:  Adı Susurluk Raporu'nda uyuşturucu kaçakçılarıyla birlikte geçen Ciner'in hızlı yükselişi ve servetinin kaynağı hakkında ciddi iddialar var.
(Turgay Ciner'in siyaset ve brokrasi sahnesindeki dostları arasında Mehmet Ağar, Turgut Özal, Hüsamettin Özkan, Mesut ve Turgut Yılmaz, Çevik Bir (aynı zamanda tenis arkadaşı), Ünal Korukçu gibi isimler bulunuyor. Turgay Ciner’in yanında çalışan isimler arasında; Özal'ın Yabancı Sermaye Dairesi Başkanı ve Dış Ticaret Müşteşarı Namık Kemal Kılıç, THY Yönetim Kurulu Başkanı eski pilot Atilla Çelebi, Kamu Ortaklığı İdaresi eski başkanı Tezcan Yaramancı, Enerji Bakanlığı eski Müşteşarı Uğur Doğan, Sivil Havacılık Genel Müdürü A. Kayıhan Kabadayı, Özal'ın özelleştirme prensleri Ökkeş Özuygur ve Süleyman Yaşar, Mehmet Ağar'a çok yakın olduğu söylenen eski MİT görevlisi Kemal Hacıbeyoğlu gibi isimler var. - http://www.atin.org/detail.asp?cmd=articledetail&articleid=430
Mehmet Fatih Saraç: Kamuoyu onu BİM marketler zincirini kuran kişi olarak tanıdı. Daha sonra El Kaide bağlantılı, Yasin Abdullah El Kadı ile ortaklığı bulunduğunu öğrendik. Fatih Saraç’ı ilk kez 1998 yılında Sarıyer’deki triplex villasına gidince tanımaya başladım. Villa, içinde yüzme havuzu ve meyve ağaçlarıyla boğaza göz kırpıyordu. Suudi Arabistan eski petrol bakanlarından biriyle görüşmek için oradaydım. Suudi bakan, iki eşi ve çocuklarıyla bu villada senede bir ay kalırmış. Villanın Saraç adına kayıtlı olduğunu ve kendisinin burada yaşamadığını daha sonra öğrendim. Saraç birkaç sokak aşağıda daha görkemli villada yaşıyordu. Aynı zamanda Saraç, Nisan 2012’de kurulan ve ortakları arasında 3 üst düzey Ciner yöneticisinin de bulunduğu UCZ Mağazacılık Tic. AŞ’nin de yönetim kurulu başkanı.
Mübariz Mansimov Gurbanoğlu: 44 yaşında Azeri kökenli. 2007 yılında Türk vatandaşı olmuş. Sahibi olduğu Palmali Holding’e ait 129 gemi ile deniz taşımacılığında dünyanın ilk beşinde yer aldığı söyleniyor ve grubun daha 48 şirketi bulunuyor. 3 milyar dolar serveti bulunuyor. İşin garip tarafı ise 1989 yılına kadar hiçbir mal varlığının bulunmaması. Etiler’de içi Rus kızlarıyla dolu Holding merkezinde çok sıkı korunuyor. Rus iç istihbaratında çalışmış eski bir asker olan Gurbanoğlu, geçtiğimiz yıllarda Kanal D’yi satın almak istemiş aynı zamanda Beşiktaş başkanlığı için de adı geçmişti.
İhsan Kalkavan: Türkiye’nin en önemli armatörlerinden biri. Kalkavan’ın Fettullah Gülen’le çok yakın ilişkisi bulunuyor. Bank Asya, Işık sigorta ve Memorial Hastanesi’nin sahibi aynı zamanda. 
Mehmet Turgut Yılmaz: En renkli simalardan biri. Yüce Divan’da yargılanan ilk başbakan olarak tarihe geçen Mesut Yılmaz’ın kardeşi. Mesut Yılmaz’la ilgili olarak TBMM’de seçilen üyelerden oluşan ”soruşturma komisyonu” belgelerinde ve Mesut Yılmaz’la ilgili suçlamaların neredeyse tamamında kardeşi Turgut Yılmaz da bulunuyor. İki örnek:  “Mesut Yılmaz ve eşinin, kardeşi Turgut Yılmaz ve eşiyle birlikte Almanya’da kurduğu Transalkim adlı şirketi, Almanya’da 60 metre karelik bir evde oturduğu ve mütevazi bir yaşantı sürdüğü öğrenilen Herbert Bader isimli bir muhasebeciye devretmiş göründüğü, ancak, yıllık cirosu yüz milyon markı aşan bu şirketin gerçekte halen de Yılmaz ailesine ait olduğu iddia edilmektedir. Yine bu şirketin hayali ihracat olaylarına karıştığı yolunda yaygın iddialar mevcuttur. Ayrıca, bu şirkete ait TIR ‘ların, Turgut Yılmaz’ın işgal ettiği İstanbul’daki Hazine arazilerini TIR parkı olarak kullandığı söz konusu edilmektedir”   “Mesut Yılmaz’ın ailesinin, İstanbul’daki Conrad Oteli’nin gerçek sahipleri olduğu yolunda iddialar basında sıkça dile getirilmektedir. Nitekim, Mesut Yılmaz’ın Başbakan olduğu dönemlerde kamuya ait toplantı, resepsiyon ve sempozyumların adı geçen otelde yapıldığı ve bunun karşılığında büyük paralar ödendiği belgelerle sabittir”

Ahmet Misbah Demircan bilindiği gibi Beyoğlu Belediye başkanı ve ilahiyatçı Ali Rıza Demircan'ın oğlu. Hasan Hilmi Öksüz ise yıllarını Kasımpaşaspor’a adamış, kulübün eski başkanı. Babası, Tayip Erdoğan’ın babasıyla arkadaş. Kendisi bir dönem Refah Partisi'nden Beyoğlu Belediye Meclis üyeliği yapmış.
Başkanlık koltuğuna oturan isim ise Zafer Yıldırım, Orjin Group’un ortakları arasında yer alıyor. Doğuş Grubu ile ortak İstinyePark’ı kurmuştu.

Bu isimler Kasımpaşaspor’un yönetiminde alt alta konulduğunda ne ifade ediyor henüz çözmüş değilim. Gelecek günlerde belki bu fırsatı yakalarız.
Yine de "Kasımpaşaspor’un başına talih kuşu mu kondu"  desek yoksa; “Bayram değil seyran değil eniştem beni neden öptü” durumları mı…

Dipnot: Turgut Yılmaz ağabeyi başbakan olunca basına şunları söylemişti: “Namus ve dürüstlüğün bir meziyet değil, olmazsa olmaz şartına inanıyor, bu günkü tarih itibarıyla 21 senelik iş hayatımın her anını, her türlü hesabı vermeye hazır olduğumu bildiriyorum. Bu günden itibaren ağabeyimin Başbakanlığı süresince iş politikalarımı mevcutları muhafaza esası dahilinde yürütüp, yeni bir iş alanına girmeyeceğimi taahhüt ediyor, engin sağduyusuna güvendiğim kamuoyunun takdirine arzediyorum. [Hürriyet - 23 Haziran 1991]








Sultan Abdülhamid Han Diyorki:

Abdülhamid Han fotografiDüşünüyorum. Üç kıtaya yayılmış koskaca bir cihangirlik, on yılda bir avuç toprak haline geldi. Vebali kimin?.. Kimin olduğunu bulsak ne işe yarar, vatan elden gittikten sonra...

Kırk yıldır büyük devletlerin birbirleriyle kapışmasını bekledim. Bütün ümidim oydu ve Osmanlı'nın bahtını buna bağlı görürdüm. O beklediğim gün geldi, heyhat ki ben tahttan indirilmiş, ülkemi idare edenler de akıl ve basiretten uzaklaşmışlardı. Kırk yıl beklediğim büyük fırsat bir daha ele geçmemek üzere Osmanlı'nın elinden çıkıp gitti. 

Otuz yıl tahttan uzaklaşmamak için çalışmışsam bunun içindi. Otuz yıl ne yapmışsam, doğrusu ve yanlışıyla beraber hepsi bunun içindi. Bu sırrı kırk yıl içimde sakladım. Ahfadıma beni tanımaları için anlatacağım.  En güvendiğim sadrazamlarıma bile açmadım. Çünkü sınayarak öğrendim ki iki kişinin bildiği şey sır olmaktan çıkıyor. Oysa bunun yabancı devletlerce bilinmemesi gerekiyordu. Osmanlılar ancak böyle bir fırsatı zamanında ve basiretle kullandıkları taktirde kurtulacaklar, yeniden büyük devlet olacaklardı. 

Bu kanaate nereden ve nasıl ulaştığımı anlatabilmekliğim için tahta çıktığım günlerde dünyayı ve memleketi nasıl bulduğumu bilmek lazımdır. Ben bu kanaate o günlerde de ulaşmış değilim. Rus muharebesini kaybettikten ve bu muharebe içinde büyük devletlerin bize bakışlarını yakından gördükten sonra edindim. Tek başına yaşayacak ve direnecek gücümüz yoktu. Bizi parçalamakta birleşmiş düşmanlarımız kendi aralarında parçalanırlar ise ve biz de bu parçalardan birinin vazgeçemeyeceği kuvvet olabilirsek yeniden dünya için söz sahibi olabilirdik. Büyük devletler arasındaki rekabetin eninde sonunda onları çatışmaya götüreceği gözler önündeydi. Öyleyse Osmanlı Devleti böyle bir çatışmaya kadar parçalanma tehlikelerinden uzak yaşamalı ve çatışma günü ağırlığını ortaya koymalıydı. İşte benim 33 yıl süren siyasetimin sırrı. 18 Mart 1917
"Cennet Mekan Sultan Abdülhamit Han (Allah rahmet eylesin)"
no image
1. Milli mücadelenin başlaması için atılan ilk adım Havza genelgesidir
2. Havza Genelgesi halkı işgallere karşı protesto etmeye çağıran ilk belgedir
3. Milli irade kavramı ilk defa Amasya Genelgesi’nde ortaya atılmıştır
4. Vatanın kurtuluşu için ortak hareket edileceği ilk defa Amasya Genelgesinde açıklanmıştır
5. Kurtuluş savaşının gerekçesi ilk defa Amasya genelgesinde açıklanmıştır
6. Rejimin değişeceğini belirten ilk karar Amasya Genelgesi’nde yer almıştır 
7. Osmanlı Hükümetinin sorumluluğunu yerine getiremediği ilk kez Amasya Genelgesi’nde açıklanmıştır
8. Amasya Genelgesi Mustafa Kemal’in yayınladığı ilk ihtilal bildirgesidir
9. Mustafa kemal’in başkanlığını yaptığı ilk siyasi oluşum Temsil Heyeti’dir
10. Manda ve Himaye’nin reddi ile milli egemenliğin koşulsuz gerçekleşeceği ilk defa Erzurum Kongresi ile  duyurulmuştur
11. Sivas Kongresinin toplanacağına ilk defa Amasya Genelgesinde karar verilmiştir

12. Amasya Genelgesinde alınan kararlar ilk def Erzurum Kongresinde hayata geçirilmiştir

13. Misak-ı Milli sınırları ilk defa Sivas Kongresinde tüm yurttan gelen delegelerin katılımı ile kararlaştırılmıştır

14. Kurulacak olan ulusal iradeye dayalı yeni devletin temelleri ilk defa Erzurum Kongresinde atılmıştır
15. İstanbul Hükümetine alternatif bir hükümet ilk defa Erzurum Kongresinde oluşturulmuştur (Temsil Heyeti)
16. Vatanın bütününü ilgilendiren ilk kararlar Erzurum Kongresinde alınmıştır
17. Sivas Kongresi milli mücadele döneminde toplanan ilk ulusal kongredir
18. Manda ve Himaye fikrinin tüm ulus tarafından reddi ilk defa Sivas Kongresinde gerçekleşmiştir
19. Damat Ferit Paşa Hükümetinin istifa etmesi Temsil heyetinin ilk siyasi başarısıdır
20. Ulusal örgütlenme ilk defa Sivas Kongresinde gerçekleşmiştir
21. İstanbul hükümeti Anadolu’daki milli mücadele taraftarlarını ilk defa resmi olarak Amasya Görüşmelerinde tanımıştır
22. Yeni Türk Devletinin ilk meclisi 23 nisan 1923‘de Ankara’da açılmıştır
23. TBMM’nin ilk anayasası 20 Ocak 1921’de kabul edilen Teşkilat- ı Esasi’dir
24. İlk meclisin ve hükümetin başkanı Mustafa Kemal’dir
25. İlk hükümetinin üyeleri TBMM arasından seçilmiştir
26. TBMM’ye karşı çıkan ayaklanmalara için alınan ilk önlem İhanet-i Vataniye yasasıdır
27. Güçler birliği ilkesi ilk defa I.TBMM’de uygulanmaya başlamıştır
28. Dünya savaşı sonunda İttifak devletleriyle imzalanan son antlaşma Sevr Antlaşmasıdır (1920)
29. Mustafa Kemal Paşa cumhuriyetin ilk kabinesini kurma görevini İsmet İnönü’ye verdi
30. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının 17 Kasım 1924 yılında kurulmasıyla ilk defa çok partili yaşama geçilmiştir
31. Temsil Heyeti TBMM açılıncaya kadar milli mücadeleyi yürüten tek kurumdur
32. Temsil Heyeti’nin ilk icraatı Ali Fuat Paşa’nın Anadolu Kuvayı Milliye komutanlığına atanmasıdır
33. Sivas Kongresi sonrasında Damat Ferit Paşa Hükümetinin düşürülmesi Temsil Heyeti’nin kazandığı ilk siyasi  başarıdır
34. Anadolu’daki milli mücadeleyi destekleyen uluslararası ilk siyasi belge Amiral Bristol raporudur
35. Kurtuluş savaşı sırasında milli sınırlardan ilk kez Erzurum Kongresi’nde söz edilmiştir
36. Manda ve himaye düşüncesinin reddedilmesi ilk defa Erzurum Kongresinde gerçekleşmiştir
37. Temsil Heyeti’nin faaliyetlerini ulusa duyurmak için gerçekleştirilen ilk icraat “İradeyi Milliye” gazetesidir
38. Kurtuluş mücadelesinin bölgesellikten çıkıp ulusallığa geçmesi ilk defa Erzurum Kongresi ile başlamıştır
39. Halk temsilcilerinin bir araya gelip kararlar almaya başladığı ilk kongre Erzurum Kongresidir
40. TBMM’nin açılması ile İstanbul Hükümeti ilk kez doğrudan yok sayılmıştır
41. Milli egemenlik ilkesi ilk kez TBMM’nin açılması ile hayata geçirilmiştir
42. TBMM, Milli iradeye dayalı ilk  meclistir
43. TBMM’nin çıkardığı  ilk kanun Ağnam vergisidir
44. Boğazların uluslararası bir komisyon tarafından yönetilmeye başlanacağına ilk kez Wilson Prensiplerinde bahsedilmiştir
45. Mustafa Kemal’in askerlik görevinden istifa edip sivil olarak milli mücadeleye başlaması Erzurum Kongresinden  önce gerçekleşmiştir
46. Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışıyla ilk defa Milli Mücadele hareketi başlamıştır
47. Kuva-yı Milliye hareketini Batı Anadolu’da başlatan ilk cemiyet Reddi İlhak Cemiyetidir
48. Amasya Genelgesi ilk defa Erzurum kongresinde onaylanmıştır
49. TBMM’nin açılmasıyla İstanbul Hükümeti ilk kez doğrudan yok sayılmıştır
50. Milli mücadeleye yönelik ilk ayaklanma İngilizlerin güdümlü Anzavur Ayaklanmasıdır (1 Eylül 1919)
Kaynak: tarihogretmeni.com

Arama sözcüklerikurtuluş savaşının gerekçesi ilk defa ne zaman, Tarihte ilkler, TBMM dönemi ilkler, TBMM nin çıkardığı ilk kanun hangisidir, türkiye tarihi ilkleri, yakincag tarihi,
no image
  1.  İslamiyet’i kabul eden ilk Türk boyu Karluklar’dır
  2.  İlk Müslüman Türk devleti Karahanlılardır,
  3.  Türk İslam sentezini ilk gerçekleştiren Karahanlılardır
  4.  Türkçe’yi ilk defa resmi dil olarak kabul eden Karahanlılar’dır 
  5.  İlk yazılı Türk İslam eseri “Divan-ı Lügat’it Türk” Karahanlılar döneminde yazılmıştır  
  6.  Türk mimarisinden ilk kervansaraylar Karahanlılar tarafından yapılmıştır
  7.  Farklı etnik yapıya sahip milletleri bir arada toplayan ilk Türk devleti Gazneliler’dir.
  8.  “Sultan” unvanını kullanan ilk Türk hükümdarıdır Gazneli Mahmut’tur
  9.  Hindistan’da İslamiyet’i yaymaya çalışan ilk hükümdar Gazneli Mahmut’tur
  10.  Türkler ilk defa İslamiyet’i topluca Talas savaşından sonra kabul etmeye başlamışlardır
  11.  Anadolu’yu ele geçirmek için Selçukluların Bizans, Gürcü ve Ermenilere karşı yaptığı ilk savaş Pasinler’dir (1048)
  12.  Selçuklularda hassa ordusu ilk defa Tuğrul Bey zamanında Gazneli Devleti örnek alınarak kurulmuştur
  13.  Selçukluların ilk başkenti Nişabur’dur
  14.  Büyük Selçuklularda ilk medrese Nişabur’da Tuğrul Bey tarafından açılmıştır
  15.  Selçuklularda İkta sistemini ilk defa Nizamülmülk kurmuştur
  16.  Büyük Selçuklularda Divan örgütü ilk defa Melikşah ve Nizamülmülk tarafından kurulmuştur
  17.  Anadolu’nun kapısı ilk kez Malazgirt savaşıyla birlikte Türklere açılmıştır (1071)
  18.  Türklerin Anadolu’ya yerleşmesi ilk defa Malazgirt Savaşı’ndan sonra başlamıştır (1071)
  19.  Abbasi halifesi ilk kez Türklerin siyasi gücünü ilk kez Tuğrul Bey’in 1055 Bağdat seferinden sonra kabul etmiştir 
  20.  Anadolu’da Türk beylikleri ilk kez Malazgirt savaşından sonra kurulmuştur (Artuklular,  Saltuklular,Danişmendliler)
  21.  Anadolu’da ilk medreseyi kuran Danişmenliler’dir
  22.  İlk Türk denizcisi Emir Çaka Bey’dir
  23.  Anadolu’da Türkçe’yi ilk defa resmi dil olarak kabul eden Karamanoğlu Mehmet Bey’dir
  24.  Anadolu Selçuklu devletinin ilk başkenti İznik’tir (1075)
  25.  Anadolu Selçuklularında ilk tersane I. İzzettin Keykavus zamanında Sinop’ta inşa edilmiştir
  26.  Anadolu Selçuklularında ilk gümüş ve altın parayı II. Kılıçarslan bastırmıştır
  27.  Anadolu Selçuklularında ilk donanma Alaadin keykubat zamanında kurulmuştur
  28.  Miryakefalon savaşı ile Anadolu’nun Türk yurdu olduğu kesinleşmiştir (1176)
  29.  Mısır’da kurulan ilk Türk devleti Tolunoğulları’dır
  30.  Memlükleri ilk defa Ayn-ı Calut savaşıyla Memlükler yenmiştir (1260)
no image
1. Müslümanlar arasında fetih politikasını ilk defa Hz. Muhammed (s.a.v.) başlatmıştır.
2. Hz. Muhammed’e inanan ilk Müslümanlar Hz. Hatice, Hz. Ebu Bekir, Hz. Ali ve Hz. Zeyd’dir.
3. İslâm tarihinde ilk hicret Habeşistan’a yapılmıştır. (621)
4. Tarihte ilk İslâm site devleti Medine'de kurulmuştur.
5. Hz. Muhammed’in kazandığı ilk savaş Bedir Savaşı’dır.(624)
6. Müslümanların ilk kez yenildiği savaş Uhud Savaşı’dır. (625)
7. İslam tarihinde inşa edilen ilk mescid Küba Mescidi'dir.
8. Hz. Muhammed ilk diplomatik başarısını Hudeybiye Barışı ile kazanmıştır.(Hukuken tanınma 268)
9. Şam ticaret yollarının Müslümanlarca ilk kez güvence altına alınması Hayber’in fethiyle gerçekleşmiştir. (629)
10. Müslümanların Arap olmayanlara yaptığı ilk savaş Mute Savaşı’dır. (Araplar - Bizans 629)
11. İslâm tarihinde seçimle devlet başkanını belirleme ilk defa dört halife devrinde olmuştur.
12. İlk halife Hz. Ebu Bekir’dir. (Seçimle başa geçmiştir.)
13. Kur’an-ı Kerim ilk defa Hz. Ebu Bekir zamanında kitap haline getirildi.
14. Müslümanların Arap Yarımadası’nın dışında ilk fetih hareketleri Suriye ve Filistin üzerine Hz.
15. Ebu Bekir zamanında yapıldı.
16. İslâm Devleti’ndeki ilk karışıklıkların önüne geçilmesi Hz. Ebu Bekir döneminde olmuştur.
17. Arap Yarımadası’nın siyasî birliğinin sağlandığı ilk dönem Hz. Ebu Bekir dönemidir.
18. İlk denizcilik çalışmaları ve ilk hazine Hz. Ömer zamanında başladı.
19. Malî işlere bakan ilk divan teşkilâtı Hz. Ömer zamanında kuruldu.
20. Fethedilen yerler ilk defa Hz. Ömer zamanında yönetim birimlerine ayrıldı.
21. Ordugâh şehirleri ilk defa Hz. Ömer devrinde kuruldu.
22. Düzenli ve sürekli ordular ilk defa Hz. Ömer devrinde kuruldu.
23. İslâm tarihinde İkta Sistemi’nin ilk örneğini Hz. Ömer uygulamıştır.
24. Hicret olayı (622) ilk kez Hz. Ömer devrinde takvim başlangıcı kabul edildi.
25. İlk defa adlî teşkilât Hz. Ömer tarafından kuruldu.
26. İlk defa adalet işlerine bakan kadılar Hz. Ömer zamanında görevlendirildi.
27. Kuzey Afrika fetihlerine ilk defa Hz. Ömer döneminde başlandı.
28. İran ve Horasan’ın alınmasıyla Hz Ömer döneminde ilk defa Türklerle sınır olundu.
29. İlk donanma Hz. Osman zamanında kuruldu.
30. Arapların Kıbrıs Adası’nı fethi ilk kez Hz. Osman zamanında gerçekleşti.
31. Kur’an-ı Kerim ilk defa Hz. Osman zamanında çoğaltıldı.
32. Araplarla Türkler ilk defa Hz. Osman zamanında sınır boylarında karşılaştılar.
33. İslâm tarihinde karışıklıklar ilk defa Hz. Osman zamanında ortaya çıktı.
34. Siyasî sebeplerle öldürülün ilk halife Hz. Osman’dır.
35. Cemel Vakası ( Deve Olayı 656 ) Müslümanlar arasındaki ilk çatışmadır.
36. İslâm dünyasında ilk ayrılıklar Hz. Ali zamanında başladı.
37. İslâm dünyasında kesin ayrılık Kerbela Olayı ile başlamış ve ilk defa mezhepler ortaya çıkmıştır.
38. İlk Emevi halifesi Muaviye’dir.
39. Halifelik ilk defa Muaviye’den oğluna geçmesi ile saltanata dönüşmüştür.
40. Müslümanlar İstanbul’u ilk defa Emeviler döneminde ve Muaviye zamanında kuşatmışlardır.
41. İlk İslâm parası Emevi halifesi Abdülmelik zamanında basılmıştır.
42. İlk defa Helenistik (Eski Yunan) medeniyeti Endülüs Emevileri tarafından tanıtılmıştır.
43. Müslümanlar ilk defa Velit zamanında (Emeviler) Tarık Bin Ziyad’ın İspanya’yı fethi (711) ile
44. Avrupa’ya geçerek toprak kazanmışlardır.
45. Müslümanların Avrupa’daki ilerleyişi ilk defa Puvatya Savaşı ( 732 ) ile durdurulmuştur.
46. İslâm mimarisi Avrupa mimarisi ile yarışabilecek seviyeye ilk defa Emeviler zamanında gelmiş ve kendine has eserler vermiştir.
47. İlk posta teşkilâtı Muaviye zamanında kurulmuştur.
48. İlk muhafız birliği Muaviye zamanında kurulmuştur.
49. Tarihte ilk defa Orta Doğu ile Uzak Doğu kavimleri (Arap - Çin) Talas Savaşı’nda (751) karşı karşıya gelmişlerdir.
50. İslâm tarihinde yabancı dildeki eserler ilk defa Abbasiler zamanında Arapça’ya çevrildi. (İlk tercüme).
51. İslâm tarihinde devlet işlerinin görüldüğü Divan Teşkilâtı’nı ilk defa Abbasiler kurdu. (Vezirlik Makamı).
52. İslâm tarihinde Türkler ilk defa devlet yönetiminde Abbasiler zamanında etkili olmaya başladılar.
53. Türkler İslâmiyeti ilk kez büyük gruplar halinde Abbasiler döneminde kabul etmeye başladılar.

Kaynak: tarihogretmeni.com

Yukarıdaki tablo Abdülhamid dönemi ressamı Fausto Zonaro'ya aittir. ANCAK ortaya çıkan bir gerçeği açıklamamız kaçınılmazdır: Zonaro’nun yaptığı dört adet fetih tablosu bulunmaktadır. 2011 yılında bu tabloların orjinallerinin Balkan Savaşları’nda şehid olan ressam Hasan Rıza Bey tarafından yapıldığı ortaya çıktı. Zonaro, Hasan Rıza Bey’in tablolarını Deniz ve Askeri Müzeleri’nden alarak küçük değişiklikler dışında aynen kopyalamıştır. 


KEMÂL KAPLAN
26 Mayıs 2012

İstanbul’un Fethi, 23 Nisan veya 19 Mayıs’tan daha mı az önemli. 2 bin yıllık bir çağın kapanmasına, yeni bir çağın açılmasına neden olan İstanbul’un fethi neden resmi bayram olarak tüm yurtta kutlanmıyor.

İstanbul'un fethi, tüm dünya için ön açıcı bir devrimdir. Dünya Ortaçağ karanlığından çıkmıştır.
Tıpkı fetihten 336 yıl sonraki Fransız Devrimi gibi dünyayı değiştiren ve dünyanın kutlaması gereken BİR DEVRİMDİR İSTANBUL'UN FETHİ.

***

MÖ 1. yüzyılda kurulan Roma İmparatorluğu tarihin en büyük devletlerinden ve medeniyetlerinden biriydi. Halen Roma hukuku çeşitli okullarda okutulur, kürsüleri bulunur. Üç kıtada büyük medeniyetin izleri hala durmakta, bugünkü medeniyetler onun üzerinde yükselmekte.

Büyük Konstantin olarak bilinen I. Konstantin Roma İmparatorluğu’nun başkentini, antik Yunan'daki adı Byzantion olan şehre taşımış ve şehrin adını Konstantinopolis olarak değiştirmiştir.

I. Konstantin Roma’dan getirdiği zenginliklerle bu şehri imar etmiş dünyanın en önemli imparatorluk başkenti haline getirmiş. Daha sonra Hristiyanlık kabul edilmiş. Pagan Roma İmparatorluğu, Hristiyanlığı imparatorluk dini olarak kabul ederek, dünyanın ilk Hristiyan devleti olmuş.
Daha sonra batıda kalan Roma İmparatorluğu’nun diğer parçası ise dağılmış. Roma İmparatorluğu, Konstantinapolis merkezli olarak bin yıl daha hükümranlığını sürdürmüş dünya üzerinde.

Halen kalıntıları üzerinde oturduğumuz dünyanın en büyük medeniyetini kurmuş Roma İmparatorluğu’nu yıkmak için nice seferler yapılmış, Araplar Türkler ve Latinler defalarca akınlar düzenlemişler. Haçlılar bile geçişlerinde büyük zararlar vermişler bu ülkeye... Küçüle küçüle sonunda 1453 yılına gelindiğinde Konstantinapolis’le sınırlandırmış koca imparatorluk.

Hz. Muhammed (SAV) bile bu şehrin fethedilmesi gerektiğini söylemiş. Sahabeden pek çok insan bunun için surların dibine kadar gelmiş burada şehid olmuş. Hatta geçen zaman içinde sahabe kabirleri Hristiyanların bile medet umduğu türbeler haline gelmiş.

Aradan yüzlerce yıl geçmiş. Osmanoğlu II. Mehmed demiş ki, “Ya İstanbul beni alacak, ya ben İstanbul’u” veya buna benzer bir şey söylemiş. İnancı ve azmiyle, 21 yaşında dünya tarihini değiştirmiş.

Dünya üzerinde 2 bin yıl süren ve ‘karanlık ve taassup’ ORTAÇAĞ son bulmuş Fatih’in, Roma İmparatorluğu’na son vermesiyle. YENİÇAĞ olarak nitelenen ve 1789 Fransız İhtilaline kadar sürecek zaman dilimini başlatmış.

Ayrıca İstanbul’un fethi, Osmanlı’yı bir Anadolu devleti olmaktan çıkarıp dünya imparatorluğuna taşımıştır.

Roma İmparatorluğu’nun dünya medeniyetleri üzerindeki etkisini anlamak için bir başka örneğe bakalım: 
Roma İmparatorluğu yıkıldıktan sonra diğer birçok devlet Roma'nın devamı ve Sezar'ın (Sezar’ın Latince yazılışı Caesar'dır ve okunuşu Kayzer’dir) varisi olduğunu iddia etmiş ve tüm Avrupa'da egemenlik hakkı olduğunu iddia etmiştir. Bu imparatorluklar Kutsal Roma Germen İmparatorluğu, Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) ve Rusya İmparatorluğu'dur. Osmanlı'da Sezar'ın unvanını ilk Fatih Sultan Mehmet 'Kayzer-i Rum' şeklinde kullanmıştır.  
Fatih hem Kayzer-i Rum, hem ‘Han’, hem de ‘Sultan’dır. Bu üç unvan; Türk, Müslüman ve batı hâkimiyetini ifade eder.
Fatih’in 49 yaşında ölmesi batı için bir şanstır. Zira hedefinin Roma olduğunu tüm tarihçiler ittifakla kabul eder.

Gerek dünya tarihi gerekse Türk tarihi açısından son derece önemli bir günü neden tüm yurtta kutlamıyoruz. 29 MAYIS İSTANBUL’UN FETHİ NEDEN RESMİ BAYRAM OLARAK İLAN EDİLMİYOR.

500. Yıl kutlamaları tam bir fiyaskoydu

Fethin 500. yılı olan 1953 yılında kutlamaların tam bir fiyasko olduğu ve cumhurbaşkanı ile başbakanın kutlamalara, Yunanistan’ın tepkisini çekmemek ve Türk-Yunan dostluğuna gölge düşürmemek adına katılmadığı söylenir.

Törenlerde, Cumhurbaşkanı Celâl Bayar yoktur. Bayar, tam da o gün, İzmir'e NATO karargâhını ziyarete gider ve orada bulunan Kore yolcusu Türk birliğini denetler. Törene kısa bir mesaj göndermekle yetinir.
Başbakan Adnan Menderes ise, İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth'in taç giyme törenine gitme hazırlığı içinde olduğu gerekçesiyle, kutlamalara gelmez. Menderes, ancak törenler bittikten sonra İstanbul'a gelecek ve buradan Londra'ya hareket edecektir.

Bir düşünün, Bizans İmparatorluğu Konya’yı veya Edirne’yi almış olsa, bunun 500. yılını Yunanistan nasıl kutlardı.

CHP'li  Faik Tunay'dan Kanun Teklifi

Bu satırları yazmadan iki gün  önce CHP İstanbul Milletvekili Faik Tunay, İstanbul'un Fethi'nin yıl dönümü olan 29 Mayıs'ın resmi tatil olarak kutlanması için kanun teklifi vermiş. Ben haberi 27 Mayıs'ta öğrendim ve yazıma ekledim. Konuyla ilgili haber şöyle:

CHP İstanbul Milletvekili Faik Tunay, İstanbul'un Fethi'nin yıl dönümü olan 29 Mayıs'ın resmi tatil olarak kutlanması için kanun teklifi verdi.
CHP İstanbul Milletvekili Faik Tunay, İstanbul'un Fethi'nin yıl dönümü olan 29 Mayıs'ın resmi tatil olarak kutlanması için kanun teklifi verdi. TBMM Başkanlığı'na sunulan, Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin gerekçesinde, ''29 Mayıs 1453 tarihinde gerçekleşen İstanbul'un Fethi'nin, Türk-İslam ve dünya medeniyet tarihinde oluşturduğu sonuçları itibariyle son derece önemli bir gün olması nedeniyle her 29 Mayıs'ın resmi tatil olarak kutlanması, böylece milli tarih zenginliğimizin gençliğe, gelecek nesillere doğru bir şekilde aktarılması amaçlanmıştır'' denildi. Gerekçede, İstanbul'un fethinin hak ettiği şekilde anlaşılamadığı ve kutlanamadığı belirtilerek, ''Kutlamalar çoğunlukla İstanbul'la sınırlı kalmaktadır. Yetişen yeni nesiller, fethin tarihimiz açısından önemini kavrayamamış, dolayısıyla geçmişle gelecek arasında doğru bir bağ kurulamamıştır'' ifadelerine yer verildi.


NOT:  Bugün 29 Mayıs 2017 yukarıdaki makale 2012 yılında yazıldı. Yani kanun teklifi o tarihte verildi. Aradan geçen 5 yıla rağmen, her fırsatta 'Osmanlı edebiyatına' sarılan AKP hükümeti bu tasarıyı meclise getirerek kanunlaşmasını sağlamadı. 

BİR NOT DAHA: Bugün 29 Mayıs 2018... Bırakın  kanun teklifinin kabul edilmesini, tasarı görüşmeye bile açılmadı. 



HASAN RIZA BEYİN FETİH TABLOLARI





ABDÜLHAMİD'İN SARAY RESSAMI İTALYAN FAUSTO ZONARO'NUN, HASAN RIZA BEYİN TABLOLARINI KOPYALAYARAK YAPTIĞI FETİH TABLOLARI:









KEMÂL KAPLAN
26 Haziran 2012

AŞAĞIDA OKUYACAKLARINIZ. 1998 YILINDA GÖREV YAPTIĞIM 'STRATEJİ' ADLI DERGİNİN 6. SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR.

**********

Tansu Çiller, “şerefsiz onbaşı” sözünden meclis komisyonunda, Özer Çiller sahtecilikten ağır ceza mahkemesinde, Mert Çiller silah ateşlemek suçundan Artvin’de ifade veriyor.
Afganistan Başbakanı Ahmetşah Ahmet Zai’nin ağzından çıkan her sözcük Çiller ailesine yepyeni sorumluluklar getiriyor.

Susurluk, Metin Göktepe, faili meçhul cinayetler zinciri, servet beyanında sahte evrak tanzimi, yolsuzluklar ve ayyuka çıkan daha nice suçlamalar, Flash TV’ye silahlı baskın düzenlenmesinden Özgür Gündem gazetesinin bombalanmasına uzanan bir dizi iddialar önümüzdeki günlerde sayın Tansu Çiller’e yüce divanın kapılarını ardına kadar açacağa benzer. Biz söylemleri ve duyumları bir kenara atıp sözü Afganistan Başbakanı Ahmetşah Ahmet Zai’e bırakıp sorumluları tarihi göreve davet ediyoruz:

- Türkiye’ye ne kadar eroin sattınız?
- Yılda 3 milyon 200 bin kilo eroin sattım. Geçen yıl 1 katrilyon liralık eroin geldi. (Bu söyleşi 2 Haziran 1996’da Eresin Otel’de gerçekleşti. Bugünün değeri ile sözü edilen meblağ 10 katrilyon Türk lirasıdır.)Afganistan dünyanın bir numaralı Afyon üretim yeri, bilinmeyen ve bilinmesi istenmeyen bu uyuşturucu ağına kimlerin adının karıştığıdır. Bunu Pakistan’a ve ABD’nin istihbarat kuruluşu CIA’nin operasyonlarda kullanmak için kurduğu örtülü şirketi CAT uçak şirketi taşıyor. Uyuşturucuyu ABD’ye taşıyor. Benazir Butto’nun kocası afyonu laboratuvarlarda işleyip, eroin haline getiriyor. Bunun için hapse girdi, Afganistan’ın güney bölgesinde Amerikalılar var.  Bize okul, yol yapın uyuşturucu yapmayalım, Türkiye’den 1 katrilyon dan daha fazla alacağımız var. Mafya’dan da,  siyasilerinizden de…
- Siyasilerimizden de mi?
- Evet, Türkiye ile 90 312 417 04 76 nolu telefon ile haberleşme yapılıyor. Türkiye’nin 1 katrilyondan fazla borcu var. Ben paramı istiyorum. Tamam mı?.. Türkiye bizim kardeş ülkemiz bize yardım yapsın istiyoruz.
- Eroin sattığınız siyasilerimiz kimlerdir?
- Konuşursam hükümet düşer, karışır. Ben paramı istiyorum. 
- Paranızı tahsil etmek istediğinizi anladım, ama kime eroin sattığınızı anlamadım. Siz, hangi siyasiye eroin sattınız da paranızı alamıyorsunuz?
- Ben, size söylüyorum, telefon numarası veriyorum.. Bakın, 90 312 417 04 76 bu numaradan irtibat kuruyoruz.
- Siz, bir ülkenin başbakanısınız ve akademik bir kariyeriniz var. Suudi Arabistan’da Kral Faysal Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak da görev yaptınız ve eroin sattığınızı söylüyorsunuz! Sizce bu iş insani değerleri çiğnemek değil midir?
- Bana okul yapın, yol yapın uyuşturucu yapmayalım. Benim ülkemin insanı çok ezildi. Hem de emperyalist güçler tarafından.
- Peki kime sattınız?
- Söylüyorum işte, Türkiye ile 90 312 417 04 76 numaralı telefonla irtibat kuruyoruz.
- Bu numaradan kiminle konuşuyorsunuz?
- Akın İstanbullu (Başbakanlık Özel Kalem Müdürü Akın İstanbullu) ile konuşuyoruz. Tansu Çiller ile Özer bey, bizden eroin aldı. 1 Katrilyon alacağımız var…
- Tamam, ama itiraf edeyim ki, aklım karıştı. HABITAT 2 ve Refah Partisi’nin misafiri olarak geldiniz. Refah Partisinin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Afganistan bütün İslam ülkeleri için canlı bir örnektir iç karışıklığın bir millet için neye mal olduğunu Afganistan halkı biliyor.
- Teşekkürler..
- Ben de teşekkür ederim.

KEMÂL KAPLAN - KÖSTEBEK- JİTEM MİT VE MOSSAD  ÜÇGENİNDE TUNCAY GÜNEY İLE 240 GÜN (Sayfa:281-282) adlı kitaptan alınmıştır.

KÖSTEBEK

 Tuncay Güney’in şifresi bu kitapla çözülüyor.

Gazeteci-yazar Kemâl Kaplan, 1998 yılında Tuncay Güney ile yaşadığı 240 günü tüm açıklığıyla bu kitapta kaleme aldı.

Medyanın günlerce peşinden koştuğu, Ergenekon Operasyonu’nun kilit adamı olarak lanse edilen, Cumhuriyet tarihinin en karanlık adamı Tuncay Güney’in kim olduğu ve kimlere nasıl hizmet ettiği KÖSTEBEK’de deşifre ediyor.

Dönemin önemli olaylarında etken rol oynayan Tuncay Güney’in sadece bu kitapta bulacağınız itirafları ve olayların perde arkasından bazıları şöyle:

- Susurluk Kazasından sonra ortaya çıkan Abdullah Çatlıfotoğrafları arasında, efsane gibi dolaşan ve varlığı kanıtlanamayan; Çatlı’nın Mesut Yılmaz’la aynı karede bulunan fotoğrafı, Tuncay Güney’in elindeydi. Güney fotoğrafı hangi partiye satmak istedi? Olay nasıl sonuçlandı?

- 28 Şubat döneminin en tartışılan konularından biri olan dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayip Erdoğan’ın okuduğu şiir nedeniyle cezaevinde yatması olayıydı. Tuncay Güney bu olayda etken rol oynadı. Güney, Erdoğan’ın ceza almaması için kimlerle nasıl pazarlık etti?

- 28 Şubat'ın aktörlerinden Ali Kalkancı-Fadime Şahin-Müslüm Gündüz üçlemesi ve bir komploya giden yol.

- 1990’lı yıllarda medyada çok tartışılan diğer bir konu da Rahmi Koç’un Tuzla açıklarında bulunan adasıydı. İddialara göre Koç sponsor olduğu tarihi kazılardan çıkan eserleri bu adada saklıyordu. Tuncay Güney, kimin talimatıyla Koç Adası’nın fotoğraflarını çekti. Ve fotoğrafları hangi istihbarat örgütüne verdi?

- Kanada’ya gittikten sonra Rabay olduğunu söyleyen Tuncay Güney, Türkiye’de yaşadığı yıllarda Musevi Cemaati ile arasında ilişki var mıydı? Musevi Cemaati’nin uluslar arası kuruluşu olan 500. Yıl Vakfı’nda, Güney hangi ilahiyat profesörüyle neden tartıştı?

- Susurluk Kazası Sabancı suikastının intikamı mıydı? Tuncay Güney, 1996 yılında suikasta kurban giden Özdemir Sabancı’nın gerçek katillerini açıklıyor.

Tuncay Güney, Ergenekon Davası’yla ilgili çok çarpıcı açıklamalarda bulunuyor:
“AKP’nin bir şey yaptığı yok, Baykal’da olsa operasyon olacaktı.
Kim olsa iktidarda operasyon olacaktı. ABD tek başına değil…
Atatürk’ün tarikatı ıh mıh yan yattım çamura battım deyinceeee…
İslamcı demokratların eline veri verdiler iktidarı.
Bu operasyona da Ergenekon diyorlar.
Aslında operasyonun adı ibranicede;
“kachkaaa” : ÖRDEK ÇAVUŞLARI CEZALANDIRMA OPERASYONU.
Ben gelip kıçımı başımı oynatmadan doğru düzgün ifade verirsem. Bu Perinçek filan hepsi içerden çıkar”


no image


1. Osmanlı topraklarının I. Dünya Savaşında paylaşıldığı ilk gizli antlaşma Sykes Picot Antlaşması’dır


2. Osmanlı Devleti’nden ayrılarak bağımsızlığını kazanan son Balkan devleti Arnavutluk’tur (1913)

3. Osmanlı Devleti’nde meşrutiyet için yapılan ilk girişim Sultan Abdülaziz’in tahttan indirilmesidir
4. Bulgaristan’ın sınırlarının ilk defa Ege denizine çıkması I. Balkan Savaşının  sonunda gerçekleşmiştir
5. Türkçülük akımı ilk defa II. Balkan Savaşının sonunda devlet politikası haline gelmiştir
6. Manda ve himayecilik fikri ilk defa I.Dünya Savaşının sonunda ortaya çıkmaya başlamıştır
7. Tank, denizaltı, nükleer silahlar ilk defa 2.Dünya Savaşında kullanılmıştır
8. Türk milletinin bütününe yönelik yapılabilecek bir işgalin belirtisi ilk kez Mondros Ateşkes Antlaşması’nda ortaya çıkmıştır (30 Ekim 1918)
9. Mondros Ateşkes Antlaşması ile ilk defa  Osmanlı Devleti fiilen ortadan kalkmıştır
10. Kuvay-ı Milliye deyimini ilk defa İstanbul Milli Kongre Cemiyeti kullanmıştır
11. Mondros Ateşkes Antlaşması ile başlayan işgallere Türk milletinin ilk tepkisi direniş cemiyetleri kurmak olmuştur
12. Mondros Ateşkesinden sonra ilk işgal edilen yer Musul olmuştur ( İngiltere-3 Kasım 1918)
13. İzmir ve çevresinin Yunanistan’a verilmesi ilk defa Paris Konferansı’nda kararlaştırılmıştır
14. Kuvay-ı Milliye hareketi ilk defa Yunan işgaline karşı kurulmuştur  
15. Manda ve himaye fikri İtilaf Devletleri tarafından ilk defa Paris Konferansında atılmıştır
16. İşgallere karşı kurulan ilk direniş cemiyeti Trakya Paşaeli Cemiyeti’dir
17. İşgallere karşı ilk tepki Aralık 1918’de Hatay Dörtyol’da başlamıştır
18. Batıda Yunan işgaline karşı ilk cephe Ayvalık’ta açılmıştır
19. Batıdaki tüm direniş cemiyetleri Balıkesir Kongresinde bir çatı altında toplanmıştır
20. Milli mücadelenin haklılığı dünyaya duyuran ilk belge Amiral Bristol raporudur
21. İşgallere karşı ilk tepki güneyde Fransızlara karşı gerçekleşmiştir
22. I. Dünya Savaşını bitiren en önemli gelişme ABD’nin savaşa girmesidir
23. I. Dünya barışı bitiminden sonra galip devletlerin dünya politikalarını belirlemek için yaptığı ilk toplantı Paris Barış Konferansıdır (1919)
24. Amiral Bristol Raporu İzmir’in işgaline karşı ilk dış tepkidir
25. Ulusal bilincin yurt sathına yayılması ilk defa İzmir’in işgaliyle birlikte başlamıştır
26. İtilaf Devletleri arasında Anadolu’nun paylaşımı konusunda ilk görüş ayrılıkları Paris Barış Konferans’ında ortaya çıkmıştır
27. Osmanlı Devletinin I. Dünya Savaşında galip geldiği tek cephe Çanakkale cephesidir
28. İngiliz donanması I. Dünya Savaşı’nda ilk yenilgisini Çanakkale Savaşlarında almıştır (1915)
29. Osmanlıcılık düşüncesi Balkan Savaşlarından sonra ilk defa terk edilmeye başlamıştır
30. Osmanlı ordusunda particilik tartışmaları ilk defa Balkan Savaşları sırasında ortaya çıkmıştır
31. Osmanlı Devleti’nde Türkçülük akımı ilk defa Balkan Savaşlarından sonra devlet politikası haline gelmeye başlamıştır
32. Ümmetçilik politikasının başarısız olduğu ilk defa Hicaz – Yemen cephesinde alına yenilgilerden sonra anlaşılmıştır
33. Mustafa Kemal Paşa’nın emperyalistlere karşı ilk silahlı mücadelesi Trablusgarb savaşıdır (1911)
34. Osmanlı Devleti ile İtalya arasında imzalanan ilk antlaşma Uşi Antlaşmasıdır (1911)
35. Manda ve himayecilik fikri ilk defa I. Dünya Savaşından sonra ortaya çıkmaya başlamıştır
36. Trablusgarp Osmanlı Devleti’nin Kuzey Afrika’da kaybettiği son toprak parçasıdır
37. Mondros Ateşkes Antlaşması maddelerine uymayarak ordusunu terhis etmeyen  tek Osmanlı komutanı Kazım Karabekir Paşa’dır
38. Osmanlı Devletinin I. Dünya Savaşında savaştığı ilk taarruz cephesi Kafkas Cephesidir
39.  Osmanlı Devleti’nin kaybettiği halde toprak kazandığı tek cephe Kafkas Cephesidir
40. İzmir’de yunan askerlerine kurşun sıkarak Kuvayı Milliye hareketini başlatan gazeteci Hasan Tahsin’dir
41. I. Dünya Savaşı sonunda imzalanan ilk barış antlaşması İtilaf Devletleri ile Almanya arasında imzalanan Versailles’dir
42. I. Dünya Savaşı sonunda en kazançlı çıkan devlet ABD’dir
43. I. Dünya Savaşından çekilen ilk devlet Japonya’dır
44. İtilaf Devletlerinin birlikte işgal ettikleri ilk Osmanlı toprağı Boğazlardır
45. İngilizlerin yalnız olarak işgal ettiği ilk Osmanlı Vilayeti Musul’dur
46. Arapların Hıristiyan azınlıktan sonra Osmanlı yönetiminden ayrılması ilk defa I. Dünya savaşından sonra gerçekleşmiştir
47. Sivil savunma teşkilatının kurulması gerekliliği ilk defa I. Dünya Savaşından sonra ortaya çıkmıştır
48. Milli mücadele döneminde en uzun süre işgal altında kalan şehir İstanbul’dur
49. Tank, denizaltı ve kimyasal silahlar ilk defa I. Dünya savaşında kullanılmıştır

50. I. Dünya Savaşından çekilen ilk ittifak devleti Bulgaristan’dır.