HAMİDİYE ETFAL HASTANESİ

Sultan Kızını Kaybedince Hamidiye Etfal Hastanesini (Şişli Çocuk Hastanesi) Yaptırttı

            II.Abdülhamid\'in ilk evladı 1868 ‘de doğan Ulviye Sultan feci bir kaza neticesinde 7 yaşında yanarak ölmüştü. Padişah, ilk evladının acısını hiçbir zaman unutmamıştır. Hatıratta verilen bilgiye göre II. Abdülhamid son zamanlarına kadar ondan bahsederken içini çeker ve diğer çocuklarına "Allah sizleri bana bağışlasın" derdi. 

            Padişah\'ın kaybettiği ikinci evladı Hatice Sultan olmuştur. Hatice Sultan öldüğünde 8 aylık idi. Ayşe Osmanoğlu\'nun yazdıklarına göre Hatice Sultan\'ın ölümü ve bu ölüme bağlı olarak Hamidiye Etfal Hastanesi (bugün ki Şişli Çocuk Hastanesi)\'nin kurulması şöyle olmuştu:

             Hatice Sultan\'ın hastalığını bir türlü teşhis edemeyen doktorlar tedavisinde aciz kalmışlardı. O zamanın mühim doktorlarından olan Besim Ömer Paşa ile Almanya\'dan yeni gelmiş bulunan doktor İbrahim Paşa ellerinden geldiği kadar uğraşıp yavruyu kurtarmaya çalışmışlarsa da muvaffak olamamışlardır. Babam üzüntüsünden "Allah\'ım, evladımı bana bağışla"  diye dualar etmişse de takdir yerini bulmuştur.

   Ayşe Osmanoğlu\'nun yazdıklarına göre, Hamidiye Etfal Hastanesi\'ni bu çocuğun adına yaptırılmış İbrahim Paşa\'yı da başhekim olarak tayin edilmiştir.

"Benim çocuğum kurtulamadı. Kim bilir fakir fukaranın çocukları nasıl bakılıyor. Hiç olmazsa bir hastane yaptıralım da benim gibi bir çok babanın kalbi yanmasın" demişti. 

Sultan II. Abdülhamid 

Son sistem ve Alman usulü yapılan bu hastanenin aletleri Almanya\'dan getirtilmişti. İstanbul\'un en seçme doktorları bu hastanede çalışmışlar, hastane hemşireleri de Almanya\'dan gelmişlerdi. 



Bir hatıranın inşası: Her şey çocuklar için

Hamidiye Etfal Hastane-i Âlisi 5 Haziran 1899 Pazartesi günü 671 çocuğun sünnet edildiği bir düğünle hasta kabulüne başlar. Sünnet töreni II.Abdülhamid'in oğlu Şehzade Abdürrahim Efendi'nin sünnet düğününe denk getirilir. Çocuklara sünnet kıyafetleri hastane tarafından verilir. Sultan ve hayırseverler tarafından çocuklara hediyeler verilir. Sünnet edilen çocuklar hastanede bir gece kalır, geceleri hokkabazlar, ince sazlar, hayal oyunlarıyla eğlendirilirdi. Sünnet törenleri her yıl tekrarlanan geleneğe dönüşür.


16 yaş üstü erişkin hastalar ancak padişah özel izniyle hastaneye alınır. Kadın ve çocuklar ücretsiz tedavi edilir ve ilaçları hastaneden verilir. Tüm masraflar Abdülhamid tarafından karşılanır. Hastane eczanesinde kullanılan tüm ecza kapları Yıldız Sarayı Bahçesi'ndeki çini fabrikasında özel olarak yaptırılır. Hastaneye alınacak mobilya ve tıbbi araç gereçler Sultan'ın izniyle Almanya ve Fransa'dan getirtilir. Sultan'a hastane faaliyetlerini sunmak için İstatistik Yıllıkları yayımlanmaya başlar. Hasta çocuklar için en iyi hastaneyi kurmak tek başına yeterli olmaz. 


Çocukların yemekleri en yetenekli aşçılar tarafından hazırlanır, kullanılan erzakın kalitesi kimyahanede tedkik edilir. II: Abdülhamid'in isteği üzerine hasta çocukların halis süt içmeleri için hastanenin 50 m kuzeyinde inek ahırı yapılır. 

Çocukların bakımı için Almanya'dan hemşireler getirtilir.
Balkan savaşı, Birinci Dünya Savaşı ve Mütareke yıllarında, artan ihtiyacı karşılamak üzere yaralı askerlere hizmet verir.
Her pavyon telgraf pilleri vasıtasıyla Merkez Dairesi'ndeki nöbetçi hekim odasına bağlanır. Bötlece nöbetçi hekim istediği zaman her pavyonu control edebiliyor ya da işaret gelen pavyona hızla gidebiliyordu. Hastaneye gösterilen özen bahçeye de gösterilir. Ağaç sayısı bir yıl içinde 1500'ü geçer. Hastaların dinlenmesi için kameriyeler, bahçe sedirleri yapılrı.


Hastane arazisi olarak iklimi ve çevre  özellikleri nedeni ile Şişli Balmumcu'da Çiftlik-I Hümayun (Sarayın Çiftliği) arazisi seçilir. Berlin'deki "Kaiser und Kaiserin Friedrich Kinderkrankenhaus" (İmparator ve İmparatoriçe Friedrich'in Çocuk Hastanesi) hastanesinin planları esas alınarak 2 Haziran 1898 günü inşaasına başlanır. Pavyon sisteminde inşa edilen hastanede; merkez bina, bakteriyoloji ve kimya laboratuvarı, muayenehane (poliklinik) dairesi, beş pavyon, mutfak ve çamaşırhane ile etüv ve kalorifer dairesi olmak üzere on bina vardır

Hastanenin gelişmesi için hiçbir fedakarlıktançekinmeyen II. Abdülhamid, 1902 yılındaAfyon’da çıkmakta olan Karahisar-ı SahipMadensuyunun imtiyazını hastaneye ihsanetmişti. 

Bu madensuyunu incelemek amacıyla Afyon’a gönderilen Bakteriyolog Ömer Fuat Bey’in 25 Kasım 1902 günü kaynaktan aldığı 120 şişe su hastane kimyageri Dr. Ali RızaBey tarafından analiz edilmişti. Dr. Ali Rıza Bey 2 Ocak 1903 tarihli raporunda; bu suyun mide, barsak, karaciğer, böbrek ve mesane hastalıklarıyla deri hastalıklarına ve göğüs hastalıklarına şifalı etkilerde bulunabileceğini bildirmişti. 

Bu rapordan sonra madensuyu ile, Hamidiye Etfal Hastanesi ile Yıldız ve Gümüşsuyu Hastanelerinde hastalar üzerinde klinik deneyler yapılmış ve bu hastanelerin sağlık kurullarıyla yararlı olduğu onaylanmıştı. Bu raporlarla analiz sonuçlarını gören Padişah, madensuyunun idaresini, damga-pul-rıhtımgümrük vergilerinden muaf tutulmasını ve Anadolu Şimendiferiyle ücretsiz naklini emretmişti. 

İbrahim Paşa’nın memba koruma binaları ve depo yapımı hakkındaki önerilerini dikkate alan Nafıa Nezareti, Kimyager Ali Rıza Bey, Nafıa Nezareti mühendislerinden Tevfik Bey ile saray mimarlarından Frans Niebermann’ı Afyon’a göndermişti. Padişah bu komisyonun verdiği 18 Temmuz 1903 tarihli rapor ile ekli plan ve projelerin yerine getirilmesini emredince bu kez hastane hekimlerinin çoğunlukta olduğu bir “Madensuları Komisyonu” kurulmuştu

Bu arada mühendislerden oluşan bir heyet de memba ve yöresinin jeolojik durumunu tetkik etmişti. İstanbul’daki hastanelerde madensuyunun klinik deneyleri devam ederken Paris ve Bonn’a gönderilen örneklerin analiz raporlarında Karahisar madensuyunun Avrupa ülkelerindeki madensularından daha üstün ve sağlığa yararlı olduğu bildirilmişti.170 Hastanede yatan hastalara da gerektiğinde Karahisar Madensuyu dağıtılırdı. 

171 Padişahın isteği üzerine Anadolu Osmanlı Demiryolu Şirketi, memba suyunun kaynağı olan Afyonkarahisar Kazlıgöl’de bulunacak olan iki memura ücretsiz gidip gelmeleri için paso vermiş, madensuyu sandıklarını Kazlıgöl’den Haydarpaşa’ya nakletmeyi ve şişelerin iadesini de ücretsiz olarak yapmayı kabul etmişti (1903).

 “Hamidiye Etfal Hastane-i  Âlisi’nin Karahisar-ı Sahip Madensuyu” başlıklı ilanlarda, bu madensuyunun; mide hazımsızlıklarına, böbrek kumlarına, karaciğer ve göğüs nezlelerine, cilt ve mesane hastalıklarına, müzmin romatizma ve nikrise şifalı etkisi olduğu ve İstanbul’daki bütün eczanelerde satıldığı belirtiliyordu.

Hastanenin katıldığı Tourcoing Sergisinde(Fransa) Afyonkarahisar madensuyu birincilik mükâfatını kazanmıştı (1906). Madensuyunun imtiyazı, II. Meşrutiyet’tensonra hastanenin idaresi ile birlikte 14 Ekim 1909 (1 Teşrinievvel 1325) tarihinde Müessesat-ı Sıhhiye-i Hayriye Müdüriyeti’ne geçti. Bir süre bu müessese tarafından idare edildi. İlânlarda, “Kâffe-i menâfi ve hasılatı Müessesât-ı Hayriye-i Sıhhıye’ye ait Karahisar Madensuyu” ifadesi ile tanıtılıyordu. 

İstanbul’da bütün ecza depolarıyla eczanelerde, tanınmış bakkaliye mağazalarında ve köprü üzerindeki satış şubesinde bulunuyordu.174 Meclis-iVükelâ’nın 10 Ekim 1912 tarihinde aldığı karar uyarınca madensuyunun imtiyazı yeniden Şişli Etfal Hastahanesi’ne geçti.1 I. Dünya Savaşı’ndan sonra bu defa Afyonkarahisar il özel idaresine verildi. 1924’ten itibaren özel kişilerce kiralanıp çalıştırıldı. Atatürk’ün emirleriyle 17 Ekim 1926 tarihinde imtiyaz hakkı Kızılay’averildi. Günümüzde “Kızılay Madensuyu”adıyla satılmaktadır.
Hastanenin gelişimini sağlamak ve suyun şifasından yararlanma düşüncesi ile II: Abdülhamid, Karahisar Maden Suyu'nu (Afyon) hastaneye vakfeder.









***************************************************************************

***********************************************************************
II:Abdülhamid'in tahttan indirilmesinden sonra hastane hamisiz kalır ve ihmale uğrar. Hastane yönetimi Maliye Nezareti'nden sonra Belediye'ye bırakılır


ilgili bölüm

***********************************************

***********************************************

Axact

Axact

Vestibulum bibendum felis sit amet dolor auctor molestie. In dignissim eget nibh id dapibus. Fusce et suscipit orci. Aliquam sit amet urna lorem. Duis eu imperdiet nunc, non imperdiet libero.

Post A Comment:

0 comments: