ATATÜRK BİZİ KURTARDI...MI ?

Ne bir insanın salt gücüyle ne de bir insan tek başına koca bir vatanı kurtarabilir. İnsanları kurtaran insanların içindeki duygular ve bu duyguları harekete geçiren düşüncelerdir..

1908 Abdülhamid’in tahttan indirilmesi ile devletin temel ideolojisi çözülmüş, devlet meseleleri bilgisiz çocukların eline kalmıştı.

1 gecede general yapılan askerler, ortalığı boş bulup, bol sıkan çakma siyasetçiler, vatan millet deyip, Anadolu dışında savaşmayı yeğleyen budalalar… 

“Osmanlı devleti yıkılmış bir devlet değil, durdurulmuş bir medeniyettir.” Asırlarca onlarca düşmanla, tek başına, ve çok uluslu olmasına rağmen 600 sene ayakta kalan Osmanlı artık yorulmuştu. 1.Dünya savaşı ile o kahraman denilen “İttihat ve Terakki” ileri gelenleri yurt dışına “KAÇMIŞTI”. 

Komutansız bir ordu, silahsız ve aç bir millet. Ucu saraya çevrilmiş toplar, daha sonra komut bekleyen bir halk… İşte böyle bir manzarada Vahdettin padişah oldu. 

Vahdettin padişah olur olmaz divanını topladı ve bir karar aldı. 

Anadolu’yu Anadolu kurtaracak.

 Mustafa Kemal o zamanlar Meclise girip mebus olmak için gün sayıyor. Oysa Çerkez Ethem Yunan kesiyor. 

Herkes şurayı çok yanlış bilir. Vahdettin Atatürk’ü en yüce gördü diye onu Anadolu’ya yolladı. Hayır, bu yanlıştır. Kazım Karabekir dahil tüm kuvvet komutanları ondan üst rütbedeydiler. 

Atatürk konumu gereği Samsun’a gönderildi. Bizim Karabekir nerdeydi dersiniz? Ermeni kovalıyor. Yani Atatürk ben mebus mu olsam düşüncesindeyken Şahin paşalar, Karabekirler, Çerkez Ethemler silah sallıyor. 

İsmet Paşa nerdeydi derseniz? 

Ankara’da tellalla aranıyor. Atatürk’ün ona ihtiyaç duymasının nedeni İsmet paşanın aklından değil rütbesindendir. 

Atatürk’ü Anadolu’ya Vahdettin göndermiştir.

 Bu da mektubu ile gayet açıktır. Atatürk de zaten diyor “emrinizdeyim sultanım” 

Bir diğer kanıt; 

Atatürk, Bandırma vapuru ile giderken, iskelede İngilizler ona dokunmamıştır bile. Bu da Atatürk’ün Anadolu’ya kendi başına gittiğini çürütür. 

Bir diğeri

 Vahdettin’in verdiği altınlardır. Bir diğeri Bandırma vapurunun çürük değil son derece kullanışlı bir vapur olduğudur ki Samsun’a sadece 13 günde gitmiştir. 

Atatürk nasıl tek adam oldu? Atatürk başta Karabekir, Fevzi Çakmak, Rauf Orbay gibi gözünü hırs bürümemiş adamların yanında devamlı birlikten yana olmuştur. 

Ne zamanki ipleri eline almış o zaman: “bazı kafaları keseceğim” demiştir, hem de meclisin orta yerinde..

Artık “padişahın durumu savaştan sonra belirlenecektir” hükmü “ben padişahı sürdüm kararım da budur”a getirmiştir. Karabekir ona “bunu konuşmamıştık” demesi, başından beri birlikte hareket ettiklerinin ta kendisidir. Ne zamanki Atatürk Karabekir’i kendine tehlike görmüş işte o an, Atatürk’ten olmayan herkes “hain” diye damgalanmıştır.

Karabekir o an anlamıştır işin işten geçtiğini. Bu yapılanların hepsinin saltanat için olduğunu anlayan Karabekir ne yapabilsin bu durumda?

1923 öncesi Atatürk’e bakılınca gayet samimi şeyhülislam nispetinde Müslüman, yöneticilerine itaatkar, vatan millet lafını asla ağzından düşürmeyen yakışıklı bir komutan.

1923’ten sonra ipleri eline alınca o Atatürk, ne seçim yaptırır, ne insanların istediği gibi giyinmesine tahammül eder 

Atatürk, asla tek lider değildir. Sahip olduğu gücü padişahın şahsı manevisinden ve himmetinden, askerlerden, ittihatçı kadrolardan ve cefakar halktan vb. almış; ipleri ele alınca maalesef bu güveni boşa çıkarmıştır.

Öyle ki hala bazı insanlar yanlışlarına “olabilir, paşadır ya, atamdır yapar” diye geçiştiriyorlar.

Alman halkına gel sen; dil, din, kültür dayatması yap, bak bakalım seni ne yapıyorlar.


Kaynaklar 
1) 30 Ekim 1918’le beraber Samsun’a hareket etmeden 16 Mayıs 1919’a kadar 
2) Price’ın Extra-Special Correspondent (Çok Özel Yazışmalar) adlı kitabından (1957, sayfa 104) aktaran Gotthard Jaeschke, Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri, Çeviren: Cemal Köprülü, Ankara 1991, Türk Tarih Kurumu Yayınları, s. 98. 
3) Cemal Granda – Hatıra Defteri 
4) Son Posta, 4 Haziran 1931 
5) Çerkes Ethem’in Anıları – Dünya Yayınları 
6) Milli Mücadele Hatıraları –Ali Fuat Cebesoy 
7) Cumhuriyet Gazetesi – 28 Kasım 1925 
Erik Jan Zürcher - Milli Mücadelede İttihatçılık

Axact

Axact

Vestibulum bibendum felis sit amet dolor auctor molestie. In dignissim eget nibh id dapibus. Fusce et suscipit orci. Aliquam sit amet urna lorem. Duis eu imperdiet nunc, non imperdiet libero.

Post A Comment:

0 comments: