Articles by "Orta Asya Türk Tarihi/Siyasi Tarih"
Orta Asya Türk Tarihi/Siyasi Tarih etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
13. yüzyıl ortalarından 16. yüzyıla kadar Doğu Avrupa ile Volga boylarında egemenliğini sürdüren bir Moğol Türk devletidir. Moğol İmparatoru Cengiz Han ölmeden önce topraklarını oğullan arasında bölmüş ve Seyhun Irmağı ile Balkaş Gölü'nün batısındaki yerleri büyük oğlu Cuci Han'a vermişti. Cuci Han'ın küçük oğlu Batu Han'ın batı seferleriyle genişleyen bu topraklar sonradan Batu Han ile ağabeyi Ordu arasında bölüşüldü. Balkaş ve Aral gölleri arasındaki alan ile Seyhun Irmağı'nın güneyindeki yerler Ordu'nun , Harezm ve yeni alınan topraklar Batu'nun yönetimine verildi. Ordu'nun yönetimindeki doğu bölgesine Akordu, Batu'nun yönetimindeki batı bölgesine de önce Gökordu, bir süre sonra Altınordu adı verildi.
Batu Han , Volga Irmağı'nın aşağı havzasındaki Saray kentini kendine başkent yaparak ülkesinin topraklarını alabildiğine genişletti . Devletin sınırlan Kıpçak bozkırlarını, :Volga' nın aşağı ve orta havzasını, Seyhun ve Volga ırmakları arasındaki Aral Gölü yöresini, Kafkaslar'ın Azerbaycan'a kadar olan kesimini, Lehistan ve Litvanya'yı kapsıyordu. Altınordu Devleti görünüşte Moğol İmparatoru Büyük Kağan'a bağlıydı. Ama gerçekte tümüyle bağımsız bir yönetim kuran Batu Han devletini Moğol İmparatorluğu'nun kurallarına göre örgütleyerek kendisine ve Altınordu hanları na büyük bir saygınlık kazandırdı.
1255'te Batu Han ölünce yerine Berke Han geçti. İslam dinini benimseyen Berke Han zamanında Altınordu Devleti İlhanlılar ile savaştı ve Bulgaristan'a saldıran Bizans ordusunu bozguna uğrattı.
Berke Han'ın ölümünden sonra tahta çıkan Mengü Timur Han, Özbek Han ve Canıbek Han dönemlerinde çok güçlenen Altınordu Devleti Canıbek Han'ın ölümünden sonra başlayan taht kavgalarıyla sarsıldı. 1380'de Timur'un desteğiyle tahta çıkan Toktamış Han bu çatışmalara son vererek birliği sağladı. Ama bir süre sonra Toktamış Han ile arası açılan Timur, topraklarına katmak üzere bu ülkeye iki sefer düzenledi. Bir yandan Timur' un saldırılan, öte yandan Moğol prensleri arasındaki taht kavgalarının alevlenmesi Altınordu Devleti'ni güçsüz düşürdü. Böylece birlik ve bütünlüğü bozulan devletin topraklan 1437'den başlayarak beş ayn hanlığa bölündü: Kazan, Kırım, Astrahan, Nogay ve Sibirya hanlıkları. 1502'de Kırım Hanlığı kalan son topraklan da alarak Altınordu Devleti'ni tarihten sildi.
Altınordu Devleti'nde en yetkili organ soyluların oluşturduğu Kurultay'dı. Kurultay toplantılarında ülke sorunları tartışılarak karara bağlanırdı. Topraklar ve otlaklar Moğol soylularının elindeydi. Aileler bağlı oldukları soyluların topraklarını işler, ürünlerin belirli bir bölümünü beye verir ve bu toprakların dışına çıkamazlardı. Altınordu Devleti aynca Mısır Memlükleri ,Cenevizliler ve Anadolu Selçukluları ile ticari ilişki içindeydi ve alışveriş merkezi olan kentler ile ürünlerin dış ülkelere pazarlahdığı liman kentleri çok gelişmiş
Batu Han , Volga Irmağı'nın aşağı havzasındaki Saray kentini kendine başkent yaparak ülkesinin topraklarını alabildiğine genişletti . Devletin sınırlan Kıpçak bozkırlarını, :Volga' nın aşağı ve orta havzasını, Seyhun ve Volga ırmakları arasındaki Aral Gölü yöresini, Kafkaslar'ın Azerbaycan'a kadar olan kesimini, Lehistan ve Litvanya'yı kapsıyordu. Altınordu Devleti görünüşte Moğol İmparatoru Büyük Kağan'a bağlıydı. Ama gerçekte tümüyle bağımsız bir yönetim kuran Batu Han devletini Moğol İmparatorluğu'nun kurallarına göre örgütleyerek kendisine ve Altınordu hanları na büyük bir saygınlık kazandırdı.
1255'te Batu Han ölünce yerine Berke Han geçti. İslam dinini benimseyen Berke Han zamanında Altınordu Devleti İlhanlılar ile savaştı ve Bulgaristan'a saldıran Bizans ordusunu bozguna uğrattı.
Berke Han'ın ölümünden sonra tahta çıkan Mengü Timur Han, Özbek Han ve Canıbek Han dönemlerinde çok güçlenen Altınordu Devleti Canıbek Han'ın ölümünden sonra başlayan taht kavgalarıyla sarsıldı. 1380'de Timur'un desteğiyle tahta çıkan Toktamış Han bu çatışmalara son vererek birliği sağladı. Ama bir süre sonra Toktamış Han ile arası açılan Timur, topraklarına katmak üzere bu ülkeye iki sefer düzenledi. Bir yandan Timur' un saldırılan, öte yandan Moğol prensleri arasındaki taht kavgalarının alevlenmesi Altınordu Devleti'ni güçsüz düşürdü. Böylece birlik ve bütünlüğü bozulan devletin topraklan 1437'den başlayarak beş ayn hanlığa bölündü: Kazan, Kırım, Astrahan, Nogay ve Sibirya hanlıkları. 1502'de Kırım Hanlığı kalan son topraklan da alarak Altınordu Devleti'ni tarihten sildi.
Altınordu Devleti'nde en yetkili organ soyluların oluşturduğu Kurultay'dı. Kurultay toplantılarında ülke sorunları tartışılarak karara bağlanırdı. Topraklar ve otlaklar Moğol soylularının elindeydi. Aileler bağlı oldukları soyluların topraklarını işler, ürünlerin belirli bir bölümünü beye verir ve bu toprakların dışına çıkamazlardı. Altınordu Devleti aynca Mısır Memlükleri ,Cenevizliler ve Anadolu Selçukluları ile ticari ilişki içindeydi ve alışveriş merkezi olan kentler ile ürünlerin dış ülkelere pazarlahdığı liman kentleri çok gelişmiş
Bugün genellikle Orta Asya diye tanıtılan ve Türklerin tarihinde önemli bir yeri olan Türkistan’ın coğrafî sınırlarını şöyle çizebiliriz. Batı’da Hazar Denizi ile Horasan dağları, güneyde Hindikuş ve Kûh-i Sefîd dağları, kuzeyde Kazakistan bozkırlarının kuzey sınırları arasında kalan ve 5.340.066 km2 sahayı içine alan bir bölgedir. Türkistan, tarih ve etnografya yönünden tamamıyla bir Türk ülkesi özelliklerini taşır. Çin işgali altında kalan ve 1.503.563 km2.yi bulan kısmına “Doğu Türkistan”, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından bağımsızlıklarını kazanmış olan Türk cumhuriyetlerinin bulunduğu 3.836.503 km2’yi bulan kısmına da “Batı Türkistan” denilmektedir.
Petrol ve madenler gibi tabiî zenginlikleri bol olan “Doğu Türkistan” da halk umumiyetle ziraatla uğraşır. Doğu Türkistan Türklerinin esasını Uygur Türkleri teşkil eder. Uygurlardan sonra sırasıyla Kazaklar ve Kırgızlar gelmektedir. Batı Türkistan olarak bilinen ve uzun süre Rus hâkimiyetinde kalmış olan kısım da petrol ve madenler yönünden oldukça zengindir. Ayrıca, ziraatçiliğin iyi olması ve bilhassa pamuk üretimin çok iyi yapılması Batı Türkistan’ı da tabiî zenginlikleri yönünden vazgeçilmez bir bölge haline getirmektedir. Batı Türkistan’da yaşayan Türk topluluklarına şu adlar verilmektedir: Türkmenler, Özbekler, Kazaklar, Kırgızlar ve Karakalpaklar. Bunlara ilâveten Türk-Fars karışımı ve fakat uzun süre Türk kültürünü benimsemiş olan Tacikler de ayrı bir topluluk olarak bölgede yaşamaktadırlar. Türkistan Türklerinin diğer geçim kaynağı da hayvancılık ve hayvan ürünleridir.
Türkistan, siyasî yönden büyük karışıklıklara uğramasına rağmen Türk karakterini her zaman muhafaza etmiştir. Bunun da en büyük sebebi Hunlar, Göktürkler ve Uygurlar zamanında tamamen bir Türk ülkesi haline gelmiş olmasıdır. Geçici olan Moğol hâkimiyetinden sonra kontrol yeniden Türklere geçmiştir. Timurlular ve Özbekler olarak devam etmiştir.PROF. DR. HALİL BAL
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)