Articles by "Dini Hikayeler"
Dini Hikayeler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster


Ben evimde sağ-sâlim, rahat ve huzur içinde keyifle oturacağım da buna karşılık Allah Resulü’nün ölmesini isteyeceğim, öyle mi? Böyle bir şeyi asla istemem. Bırakın Hz. Muhammed’in ölmesini, O’nun ayağına bir dikenin batıp da rahatsızlık duymasına bile gönlüm razı olmaz!  

Hz. Hubeyb, idam sehpasından Efendimiz’e nasıl seslendi?

Hz. Hubeyb: Esselamu aleyke ya Resulallah!
Hicretin dördüncü yılında Arabistan’da Adal ve Kare kabilesine mensup olan ve müslüman olduklarını iddia eden bazı kişiler Medine’ye gelerek Peygamber Efendimiz’den İslâm’ı kendilerine öğretecek öğretmen istediler. Kuvvetli görüşe göre Efendimiz öğretmen olarak yaklaşık on
kişiyi görevlendirdi. İrşad heyetini sevk ve idare eden sorumlu ise Hz. Âsım b. Sabit (radıyallâhü anh) idi.
İrşad heyeti, kendilerini davet edenlerle birlikte yola koyuldu. Hicaz bölgesinde Huzeylîlere ait bir su olan Reci’ye vardıklarında kendilerini davet edenlerin ihanetine uğradılar. Çünkü bunların asıl gayesi, Kureyş müşriklerinin Bedir’de öldürülen yakınlarına karşı ölü veya diri kendilerine teslim edilecek her müslüman başı için konulan ödüle erişmekti.
Nitekim irşad heyeti, su başında bir süre dinlenip civardaki bir dağda gizlendiklerinde kendilerini davet edenlerden biri bir bahane ile oradan ayrılarak bekledikleri kişilerin gelmiş olduğunu Lihyanoğuları’na haber verdi. Lihyanoğulları’ndan silahlı bir grup, aniden geldiler ve İslâm davetçilerine/öğretmenlere hücûm ettiler. Başta Âsım b. Sabit Hazretleri olmak üzere yedi öğretmen şehit edildi. Üçünü esir aldılar. Biri de yolda düşmanın elinden kurtulmak için vuruşmaya girişince o da şehit düştü. Hz. Hubeyb b. Adiy ile Hz. Zeyd b. Desinne Hazretleri ise Bedir’de öldürülen müşriklere bedel olarak yüzlerce deve karşılığında Mekke’li müşriklere satıldılar.

İKİ REKAT NAMAZ KILIYOR
Hz. Hubeyb (radıyallâhü anh) sorguya çekilerek idam edileceği saatin geldiğini hissedince abdest alıp iki rekât namaz kıldı. Ölüm korkusuyla uzattığına dair bir izlenim vermekten endişe etmese namazı uzatmaktan haz alacağını da belirtti. İdamdan önce iki rekât namaz kılmayı ilk uygulayan bu zat idi. Mekkeli müşrikler Hazreti Hubeyb’i darağacına bağladılar; ona, İslâmiyet’ten dönmesi hâlinde hayatının bağışlanacağını hatırlattılar.
Buna karşılık Hz. Hubeyb, değil hayatının bağışlanması, dünyayı verseler yine de İslâm’dan dönmeyeceğini kesin bir dil ile belirtip Allah’ın rızası yolunda canını feda etmeye hazır olduğunu ifade etti. Bunun üzerine müşrikler, “Pekâlâ, şimdi burada Muhammed öldürülüyor, sen de evinde istirahat ediyor olmayı istemez misin?” dediler. Müşrikler, Hazreti Hubeyb’in vereceği cevabı algılayabilecek durumda değillerdi, fakat o, yine de onlara şu sözleriyle cevap verdi:
- Ben evimde sağ-sâlim, rahat ve huzur içinde keyifle oturacağım da buna karşılık Resûl-i Ekrem (sallallâhü aleyhi vesellem)’in ölmesini isteyeceğim öyle mi? Böyle bir şeyi asla istemem. Bırakın Hz. Muhammed (sallallâhü aleyhi vesellem)’in ölmesini, ayağına bir dikenin batıp da rahatsızlık duymasına bile gönlüm razı olmaz!

VE ALEYKESSELAM YA HUBEYB!
Hz. Hubeyb, idam sehpasına doğru ilerledi. Bu arada gözlerini ufka doğru dikip, “Esselamu aleyke ya Resulallah!” diyerek Efendimiz’e selam gönderdi. Dünyadaki son isteği, selâmının Resûl-i Ekrem Efendimize iletilmesiydi. Nakledildiğine göre Cebrâil aleyhisselâm, Hz. Hubeyb’in selâmını Peygamber Efendimiz’e iletince Efendimiz Hazretleri, “ve aleykesselam ya Hubeyb” cevabını verdi. (Buhârî, Cihad, 169)
Buna şahit olanlar arasında Ebû Süfyan da bulunuyordu: Ebu Süfyan’ın o anda ağzından dökülen şu ifadeler bize çok şeyler anlatmalı: “Hayatta Hazreti Muhammed kadar, arkadaşları, yakınları ve dostları tarafından bu denli sevilip sayılan başka biri yoktur.”



:::... SEVGİLİ PEYGAMBERİM ...:::
Tgrt Radyonun Katkılarıyla 'Sevgili Peygamberim' Serisi...
 
Dinleyeceğiniz yapıt  11 Bölümden oluşan  MP3 formatında Mükemmel bir Radyo Tiyatrosu'dur. Kesinlikle Dinlemenizi, arkadaşlarınızın dinlemesi içinde sayfayı önermenizi, link paylaşmanızı  ve gerekli programları kullanarak bilgisayarınıza indirmenizi Tavsiye ederiz..










01 Sevgili Peygamberim-1



02 Sevgili Peygamberim-2

03 Sevgili Peygamberim-3

04 Sevgili Peygamberim-4

05 Sevgili Peygamberim-5

06 Sevgili Peygamberim-6

07 Sevgili Peygamberim-7

08 Sevgili Peygamberim-8

09 Sevgili Peygamberim-9

10 Sevgili Peygamberim-10

11 Sevgili Peygamberim-11





Esselâmu Aleykum Ve



Rahmetullâhi Ve Berakatuhu

 












Kaynak: Hakikat Kitabevi

Düzenleme: Evlâd-ı Osmanlı


Facebook Sayfamız 'Giriş için Buraya Tıklayınız'





Öncelikle Çocuk ve çocuk yetiştirilmesi üzerine Hadis-i Şeriflere gözatalım.

"- Kimin çocuğu varsa onunla çocuklaşsın" (İbn Mahled, Ahbaru's Sığar)
"- Hepiniz çobansınız ve hepiniz güttüklerinizden sorumlusunuz" (Buhari)
"- Siz kıyamet gününde kendi isimleriniz ve babalarınızın isimleriyle çarılacaksınız Öyleyse
(çocuklarınıza güzel isimler seçin" (Ebu Davud)


"- Çocuklarınıza ikram edin ve terbiyelerini güzel yapın" (İbn-i Mace)
"- Kişinin öldükten sonra geride bıraktığı şeylerin en hayırlısı, kendisine dua eden salih bir evlad,
sevabı kendisine ulaşan sadaka-i cariye, kendisinden sonra halkın amel ettiği ilimdir" (Ebu Davud)
"- Çocuklarınıza "ilk söz" olarak "Lailahe illallah"ı öğretin"
"- Çocuklarınıza ikramda bulunun ve onların edebini güzelleştirin" (İbn-i Mace)
"- Kim "üç kız" veya "üç kızkardeş" veya " iki kız kardeş" veya "iki kız" yetiştirir, te'diplerini
(edeplendirilmelerini) eksik etmez, onlara iyi davranır ve evlendirirse cenneti hak etmiştir"
(Ebu Davud-Tirmizi)
"- Kimin iki kızı olur da bunları öldürmez, alçaltmaz, oğlan çocuklarını bunlara tercih etmezse
Allah onu cennete koyar" (Ebu Davud)
"- Bir erkek üzerinde en çok hakkı bulunan kimse annesidir" (FKadir)
"- Siz iffetli olun ki, hanımlarınız da iffetli olsun Siz anne-babanıza iyi muamele edin ki evlatlarınız
da size iyi muamele yapsınlar" (FKadir)
"- Cennete giden yol behemehal annenin rızasından geçmektedir" (Nesai)
"- Anne, cennet kapılarının ortasını teşkil etmektedir" (Deylemi)





01 Deli Balta-1

02 Deli Balta-2

03 Deli Balta-3

04 Deli Balta-4

05 Fezada iki Türk



06 Hayvanlar Çiftliği



07 Elmas Nine'den Masallar-1



08 Elmas Nine'den Masallar-2

09 Elmas Nine'den Masallar-3

10 Korkunç Beşler



11 Uçan Halı



12 Ah Gurbet



Esselâmu Aleykum Ve



Rahmetullâhi Ve Berakatuhu

 












Kaynak: Hakikat Kitabevi

Düzenleme: Evlâd-ı Osmanlı


Hakikat Kitabevi






Hazret-i Ömer’in Halifeliği (Devlet Başkanlığı) zamanıydı. Başkent Medine’ye yabancı bir kervan geldi. Develerini yıkıp, konakladılar… Halife her zaman olduğu gibi, gece şehri dolaşmaya çıktı. Yolda, Eshâb’dan (Sevgili Peygamberimizin arkadaşlarından) Hazret-i Abdurrahman’a rastladı. Ona dedi ki: - Ey Avfın oğlu! Gel, seninle bu gece misafirimiz olan kervanı bekleyelim. Onlar rahat uyusunlar. Çünkü yorgundurlar. Canları ve malları herhangi bir zarara uğramasın!..
Hazret-i Ömer bu teklifte bulununca, Hazret-i Abdurrahman da seve seve kabul etti. Birlikte kervanın etrafında göz-kulak olmaya başladılar. O sırada yakındaki bir evden çocuk ağlaması işitildi.Çocuğun sesi kesilmediği için,
Halife evin kapısına gitti. İçeride bulunanlara, ”Küçüğü susturmalarını rica” etti. Sonra dönüp geldi. Gece boyunca, çocuğun sesi işitildikçe, birkaç kere daha evin kapısına gitti.Çocuğun ağlaması bir türlü dinmiyordu. Seher vakti olunca, Hazret-i Ömer son defa oraya gitti. Çocuğun annesine:
Belli ki açtı!
- Sen ne biçim anasın! Bütün gece evlâdını ağlattın. Belli ki açtı! diye çıkıştı. Kadıncağız cevap verdi:
- Halimi anlamadan niçin beni azarlıyorsun? Hazret-i Ömer, kendini tanıtmadan sordu:
- Haline ne olmuş?
- Çocuğu sütten kesmiştim..
- Sütün yoksa başka şeyler yedirseydin.
- Evde onun yiyeceği bir şey yok ki, biz çok fakiriz…
- Çocuğun kaç yaşında?
- Daha yaşını doldurmadı. İşte bu cevap üzerine Hazret-i Ömer öfkelendi.
- Peki niçin bu kadar küçük bir yavruyu sütten kestin? Kadıncağız içini çekti:
- Halifemiz Hazret-i Ömer’e Cenâb’ı Hak insaflar versin. Çocuklar sütten kesilmeyince, bizim gibi bir fakire nafaka vermez. Fakirlik maaşı bağlamaz. Onun için yavrumu erkenden sütten kestim.Bunun üzerine Halife ağlayarak mescide girdi. Gözyaşları yüzünden namazı zorla kıldırdı. Selâm verdikten sonra cemâate döndü. Gene ağlayarak:
İşte Hz. Ömer’in (r.a.) adaleti
- Sizin Ömer’inize yazıklar olsun!.. Sizin Ömer’inize yazıklar olsun!.. diyerek kendini suçladı. Sonra bütün Medine halkına, tellallar (haberciler) çıkarttı. Onlar da bildirdiler ki:
- Hangi Müslümanın oğlu veya kızı dünyaya gelirse, hemen Halifeye bildirsin. Beytülmal’dan (hazineden) nafaka (maaş) verilecektir. Hiç kimse nafaka yüzünden evladını vaktinden önce sütten kesmesin!.. O günden sonra artık Medine’de, açlık sebebiyle ağlayan çocuk sesi işitilmedi.
.