Articles by "Anadolu Lojistik tarihi"
Anadolu Lojistik tarihi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

KEMÂL KAPLAN
14 Haziran 2015

Tarihe 'Thornburg Raporu' olarak geçen ve Türkiye'nin adeta kaderini belirleyen rapor; Amerika'nın önde gelen petrol şirketi Standard Oil yetkilisi Max Weston Thornburg’un, Graham Spry ve George Soule tarafından yazıldı. Rapor ilki 1949 yılında, 'Türkiye Nasıl Yükselir?' ikincisi 1950 yılında, 'Türkiye’nin Ekonomik Durumunun Tenkidi' adlı iki çalışmayı içeriyor. Rapora göre:

Karabük Demir-Çelik fabrikası gibi yatırımlar eleştiriliyor. Türkiye'nin ağır sanayi yerine hafif sanayi ve tüketim mallarına yönelik üretim yapması gerektiği vurgulanıyor. Kömür üretiminin yerli sanayi için değil, batı sanayisi için ihraç edilmesi gerektiği, makina sanayiinin gereksiz olduğu, lokomotif ve traktör üretimi için ABD'den istenen kredinin verilmemesi gerektiği söyleniyor. Bunun yanında makina ve sanayi ürünlerinin düşük fiyata Amerika'dan ithal edilmesi öneriliyor. Karayoluna öncelik verilip Türkiye'nin tarıma ağırlık vermesi gerektiğinin altı çiziliyor.

Rapor ABD dayatmalı; Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri tarafından uygulanıyor.

Bağımlılığın ve yabancı yardımının ibret verici olayı 1964 yılında patlar. 1947'den itibaren Türkiye'ye askeri yardımda bulunan ABD, Kıbrıs'ta olaylar nedeniyle Türkiye'nin müdahale edeceğini düşünerek, başbakan İsmet İnönü'ye bir mektup gönderir. 5 Haziran 1964 tarihli, ABD başkanı Lyndon Johnson imzalı mektupta; hibe edilen uçak ve askeri teçhizatın ABD'nin izni olmadan Kıbrıs'ta kullanılamayacağı yazıyordu. Olayın ardından İnönü'nün itirafı gelir: "Amerikanın sorumluluğuna inanıyordum, yanılmışım."
İş işten geçmiş uçak fabrikaları kapatılmıştır. Hâtta bomba fabrikaları bile... (Kemâl Kaplan - Anadolu Lojistik Tarihi)

ABD aynı oyunu PKK ile mücadelede de oynamıştır. ABD hibe ettiği silahları, PKK karşı kullanılmasını istememiştir.

PROF. DR. HALİL İNALCIK SUNUMUYLA...
28 şehirlik alan çalışması, 6 bin yıllık Anadolu taşımacılık tarihi, Türkçe-İngilizce, 29x22.5 ebad, 10 aylık emek, görünmeyen milli mücadele...
Bu toprağın hikayesi...
- M.Ö. 2250'de Anadolu'da TÜRKİ KRAL İL-ŞU NAİL.
- 4 bin yıl önceki tefeci-banker yahudiler.
- Anadolu'da halen yaşayan KELTLER.
- Az bilinen tarih: Çocuk Haçlı Seferleri.
- Kurtuluş Savaşı'nda orduya 4 tane uçak bağışlayan işadamı.
- Atatürk'ün sanayi ve kalkınma politikaları neden uygulanmadı?
- 1930'larda Uçak fabrikaları neden kapatıldı?
- Devrim Otomobilleri'nde bilinmeyen iki portre.
- Deniz ve demiryolları taşımacılığını kimler nasıl engelledi?
- 1930'da boğaza yapılacak köprü neden yapılmadı?
- vs.......vs..........vs...............
HEPSİ BU KİTAPTA....



Tayyip Erdoğan'ın yerli otomobil isteği yarım yüzyıllık, yarım kalmış bir hayalin gerçekleşmesi olarak değerlendirilmelidir. Yüzde yüz gerçekleşmelidir. Atatürk 1930'larda sanayinin millileşmesi gerektiğini, montajla bir sanayi oluşamayacağını defaatle belirtmesine rağmen, hiçbir zaman onun bu istediği gerçekleştirilmemiştir.  

Gelelim bugüne: AKP göreve geldiğinden itibaren sanayinin millileşmesi hususunda önemli adımlar attı. Biri hariç...

Askerlik yapan her Türk erkeği, adı önce Willy's, sonra aynı karoserde ismi TUZLA olarak değişen cipleri gayet iyi bilir.

Aşağıda okuyacaklarınız son çalışmam olan ANADOLU LOJİSTİK TARİHİ adlı kitaptan alıntıdır.

Yerli Tuzla cipi

1950'lerde otomotiv sektöründe yeni ortaklıklar başladı. 1954 yılında Tuzla'da kurulan ve yüzde 25'i ABD sermayesi olan Türk Willys Overland Tuzla Jeep Montaj Fabrikası üretime başladı. Başlangıçta cip üreten firma daha sonra kamyon üretmeye başladı. Fabrika daha sonra Türk Silahlı Kuvvetleri'ne devredildi.

Aynı fabrikada;
1986 yılından itibaren ‘T Model’ adıyla ciplerin yerlileştirilmesi çalışmalarına geçildi. 1990’lı yıllarda da yüzde yüz yerli GT ve GTD Model olarak askerî cip üretimine başlandı. Araçlara ait marka tescili, 1995’te Türk Patent Enstitüsü tarafından ‘Tuzla 1013’ adı ve ‘T’ logosuyla yapıldı. Ayrıca, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü’nden araç tip onay belgeleri alınarak, ihracat için gerekli şartlar elde edildi.("Yerli askerî cip üretimi durdu ithalat başladı", Aksiyon, 11 Kasım 2013.)

Tüm bu çalışmaların ardından fabrika, Yıldız Teknik Üniversitesi işbirliği ile yüzde yüz yerli cipleri üretmeye başlar. 2006 yılına gelindiğinde hiçbir gerekçe gösterilmeden fabrika üretimi
durdurur ve kapanır.

Patenti alınmış, ihracat belgeleri tamamlanmış, bir marka oluşturulmuş, yüzde yüz yerli yapım başarılmış, FABRİKA NEDEN KAPATILMIŞ?
Hükümetin isteği, yaptığıyla tezat oluşturuyor. Nedenlerinin araştırılması gerekir.