Articles by "ülkücülük"
ülkücülük etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster


AKP'nin 14 yıl içinde kendine rakip olabilecek sağ partiler ile popüleritesi artan liderleri nasıl bertaraf ettiğini 'MERKEZ SAĞA YAPILAN MERKEZİ OPERASYON' 
'MERKEZ SAĞ'A YAPILAN MERKEZİ OPERASYON | KAOSTA KAPIŞMAadlı makalemizde anlatmıştık.

AKP bu defa en büyük oyunu MHP'ye oynayarak onu da bünyesine katmayı başardı.
Olay TUĞRUL TÜRKEŞ'in AKP'ye katılmasıyla sinyal vermişti aslında. 
O dönem Türkeş'in, MHP ile AKP arasında bir arabuluculuk için AKP'ye katıldığını düşünmüştüm. MHP lideri Devlet Bahçeli'nin de, Türkeş'e önemli sayılmayacak tepkisi bunun göstergesiydi aslında.

Türkeş'in MHP içinde ne parlak bir geçmişi ne de parlak bir geleceği vardı. AKP'nin 14 yıllık stratejisinde, popüleritesi artan siyasileri veya bürokratları bünyesine aldığını biliyoruz. O halde Tuğrul Türkeş'i neden kendi saflarına çekti. Türkeş'in MHP içinde sadece babasının soyadıyla kalabildiği gerçeği MHP tabanı dahil herkesin malûmu. O halde neden?

AKP önde gelenleri ve Erdoğan'ın bugüne kadar tüm söylemlerini alt alta eklerseniz, ortaya bu söylemlerin zaman içinde nasıl gerçekleştirildiğini görürsünüz. MHP ve Bahçeli'nin devşirilmesi de zaman içinde gerçekleşti.
Önce MHP içindeki muhalifler bir bir bertaraf edildi. Onların olağanüstü kurultay girişimleri alakası olmayan mahkemeler tarafından iptal edildi. Tuğrul Türkeş MHP içinde bir süreden beri AKP köstebeği gibi çalışarak kulis gerçekleştirdi. Bahçeli'nin devşirilmesi 15 Temmuz ile hız kazandı.

Bu 15 Temmuz denen ucubenin ertesi sabahında "Darbe gerçekleşmiştir. Türk milletine yapılmıştır." demiştim. Sonraki aylarda darbenin nasıl gerçekleştiğini hepimiz müşahade ettik.  

Gelelim Bahçeli'ye...

Başbakan Yardımcılığı görevine getirilerek, siyasi hayatının en parlak günlerini yaşayan Tuğrul Türkeş, üç gün önce yani 5 Mart 2017 tarihinde, Londra'daki bir Türk okulunun açılışında, başkanlık sistemi ile alakalı referandum çalışmalarını nasıl başlattıklarını anlattı.

Referandum için DEVLET BAHÇELİ'nin grup konuşmasındaki bir söyleminin kendileri için start işareti olduğunu söyledi.

Türkeş konu ile alakalı şöyle söylemiş:"Ekim ayında Milliyetçi Hareket Partisi'nin saygıdeğer genel başkanı bir gün grup toplantısı sırasında dedi ki 'Hani siz bir başkanlık sistemi istiyordunuz ya onu getirin de çıkartıverelim’ dedi. Böyle başladı süreç. Bu önemli mi? Çok önemli." dedi.

İki partili bir meclis öngören başkanlık sisteminin devreye girmesi için, muhalefet partisi lideri neden can atar.

Oysa herkes biliyor ki, bu sistemle mecliste AKP ve CHP olacak. MHP, AKP içine azınlık olarak monte edilecek. Bu 60 yıllık Turan ve Ülkücülük davasına vurulmuş bir darbe değil mi?

Geçenlerde bu davaya 40 yıldır hizmet eden ülkücü camianın 70'li yıllardaki liderleriyle görüştüm. Hepsi Devlet Bahçeli'ye ateş püskürüyor. MHP tabanının referandumda EVET oyu kullanmayacağını, Bahçeli'nin bu oyununun tutmayacağını söylüyorlar. Gelişmeler şunu gösteriyor ki, ilk kurultayda Bahçeli'nin bir daha genel başkanlık koltuğuna oturamayacağı aşikâr.

Peki bayram değil seyran değilken Bahçeli, "Şu başkanlık sistemini getirin de çıkarıverelim." diyerek hem kendi hem de MHP'nin siyasi geleceğini neden bitirme kararı aldı? Arkasında yatan gerçek nedir?

Yakın gelecekte sanırım bu sorunlara cevap verecek durumda olacağız.