Articles by "Samuel Nalbantçı"
Samuel Nalbantçı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Hafızası zayıf olan halkımıza zaman zaman geçmişi, özellikle yakın geçmişi hatırlatmakta fayda olduğu inancındayım. Basın özgürlüğüne sonuna kadar inanan bir gazeteci olarak; Özgür Gündemin kapatılmasına mesafeli bir duruş sergilemek gerektiğini savunuyorum. Vatanı, milleti yıkmayı-bölmeyi amaçlayan, halklar ve inançlar arasında nefret tohumları saçan gazete, gazeteci, yazar, kanaat önderi, kısaca kamuoyuna yön verenlere karşı olmak, onlara karşı tavır takınmak; basın özgürlüğünü desteklemediğim anlamına gelmez. Üzerinde yaşadığımız şu topraklara, kim-kimlerin kirli elleri nifak tohumu saçarsa onların kırılması gerektiğine inanıyorum.
 
                                 *****
Özgür Gündem gazetesi’nin PKK propagandası yaptığı gerekçesiyle bir ay süreyle yayınının durdurulmasını duyduğumda aklıma, gazetenin 90’lı yıllarda finansörlüğünü yapan Behçet Cantürk geldi.
Türkiye tarihinin en azılı uyuşturucu kaçakçılarından biri olan Behçet Cantürk’ü devlet durduramamış, tüm gerçekler Cantürk’ün yasadışı işlerle uğraştığını-uyuşturucu, silah kaçakçılığı, ASALA ile irtibatı-göstermesine karşın, yeterli delil bulunamadığı için yargı önünde hak ettiği cezayı almamıştır.
Cantürk’ü hizaya getiremeyen devlet ona gözdağı vermek için finanse ettiği Özgür Gündem gazetesini bombalamıştır. Fakat gözü yılmayan Cantrürk, yeni tesis kurmak için kolları sıvamıştır.

Susurluk Kazasını araştırmakla görevli Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş, hazırladığı Susurluk Raporu’nda olaydan şöyle söz etmiştir: “Kim olduğu ve ne yaptığı aşikar olmasına rağmen devlet, Cantürk'le başedememiştir. Yasal yollar yetmemiş neticede "Özgür Gündem gazetesi plastik patlayıcılarla havaya uçurulmuş, Cantürk'ün devlete biat etmesi beklenirken adı geçenin yeni bir tesis kurmak üzere harekete geçmesi üzerine, Türk Emniyet Teşkilatı tarafından öldürülmesi kararlaştırılmış ve karar infaz edilmiştir"

HAYATI TERÖR...

Ancak öldürülerek durdurulan Behçet Cantürk’ün hayatına yine aynı raporun satırları arasından bakalım:
....
“Ermeni asıllı Behçet Cantürk'ün geçmişiyle ilgili kısa istihbarat bilgisi aşağıdadır.
Reşit - Hatun oğlu, 1950 Diyarbakır/Lice doğumlu olan adıgeçenin;
- 20.11.1975 tarihinde Lice bölgesinde meydana gelen deprem sonrasında devletin yöreye yeterli yardım yapmadığını ileri sürerek, halkı ayaklandırmaya çalışan Kürtçü şahıslardan olduğu,
- 1981 yılı itibariyle Suriye'de bulunan Asala mensupları ile sıkı ilişkiler içerisinde bulunduğu,
- 16.06.1983 tarihinde İstanbul/Kapalıçarşı'da gerçekleştirilen Ermeni/ASALA terör eylemini organize eden şahıslardan olduğu,
- Temmuz 1984 tarihi itibariyle sorgulanan şahsın; uyuşturucu madde faaliyetlerini DDKD (Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi'nin yan kuruluşu) örgütü namına yaptığını ve bu örgütün üyesi olduğunu itiraf ettiğini,
- 1984 sonunda uyuşturucu madde kaçakçılığı suçundan tutuklandığı ve 1985 yılında beraat ettiği,
- 1992 yılı itibariyle PKK'ya aktarılmak üzere uyuşturucu kaçakçılarından para toplanmasına aracılık yaptığı,
- Nisan 1992 tarihinde Türkiye'ye Pakistan'dan 6 ton baz morfin, 5 ton esrar getirdiği ve bu uyuşturucuların Savaş Buldan, Hurşit Han, Adnan Yıldırım, Cahit Kocakaya, Eyüp Kocakaya, Ferda Seven isimli şahıslar tarafından satın alındığı, B. Cantürk'ün yine bu şahıslardan muhtelif tarihlerde PKK'ya verilmek üzere para topladığı,
- 1992 tarihi itibariyle Özgür Gündem Gazetesi'nin finansörlerinden olduğu...”

 LİCE UYUŞTURUCU BAŞKENTİ*

 80'li yılların başında askeri yönetime rağmen uyuşturucu ve silah kaçakçılığında hız kesmeyen ve ülkenin, elinde en çok nakit tutan ailesi olarak tanımlanan Cantürkler, Lice'yi de "Eroin başkenti" haline getirdiler.
Alman Quik Dergisi'nin 10 yıl önce, "Eroin kaçakçısı Türkler Lice'den geliyor" başlıklı haberinde yeralan, Düzeldorf Kaçakçılık Savcısı Hans Heliman'ın resmi açıklamalarına kulak verelim: "Türkler bizim için 1977 yılından beri dert oldu. Gün geçtikce sayıları artıyor. Son günlerde yakalananların hepsinin Lice'den geldiği saptandı. Bu yüzden yakalanmaları da kolay olmaya başladı. Bizce, Lice'de mükemmel eroin laboratuarları olmalı. "

Quik Dergisi, Lice denilince ilk akla gelen, daha doğrusu akıllardan hiç çıkmayan Cantürk Ailesi'ni "Eroin Kralı" olarak kapağına çıkartmıştı. Lice'de yaşayan ve Cantürk soyadını taşımayanların yüz yüze gelmekten bile çekindiği aileyi böylesine açık ve tehlikeli bir şekilde teşhir eden dergi, her nedense tekzip edilmemişti.

BEHÇET CANTÜRK’Ü DÜNYA TANIYORDU*

Cantürklerin, kendi adlarını verdikleri sokağından hükmettikleri Lice için, Federal Alman Polisi bir araştırma ekibi oluşturdu. Italyan polisi özel bir arşiv, Amerikan Narkotiği FNI ise daha ileri gidip bir broşür hazırlattı. Kısacası, dünya üzerinde Istanbul ve ankara'nın adını bile duymayan narkotik dedektifleri Lice'den haberdardı.

 CANTÜRK’ÜN ASALA MENSUBU DOSTLARI

Annesi Ermeni olan Behçet Cantürk’ün MİT arşivlerinde bulunan dosyasındaki sorgusunda, Ermeni ve ASALA mensubu olan akraba ve dostlarını şöyle sıralamıştır:
- Garo Palancıyan: Teyzemin kocasıdır, Suriye Gizli Servisi El Muhaberat'a mensuptur.
- Ohannes Palancıyan: Şato teyzemin oğludur. Kamışlı ASALA sorumlusudur. Muhaberata kayıtlıdır.
- Samuel Nalbantçı: Süslü teyzemin kocasıdır. Muhaberat'a kayıtlıdır.
- Setro Sarhıslıyan: Halep'te kuyumculuk yapar. Diyarbakır Ermenileri'nin büyüğüdür.
- Misag Sarhıslıyan: Asala'nın üst düzeyinde bir şahıstır. Teyzemin kızıyla evlidir. Halep'te kuyumculuk yapar.
- Aram Basmacıyan: Şam'da oturur. ASALA'ya maddi destek sağlar. Eroin işiyle de uğraşır.
- Hayo Basmacıyan: Şam'da oturur. ASALA'nın üst düzey görevlisidir.
- Agop: Soyadını bilmiyorum. Teyzemin damadı olur.
- Dikran Basmacıyan: Eroin kaçakçısıdır.
- Torko Kilerciyan: Doktordur. Amerika'da oturur. ASALA mensubudur ve örgüt adına eroin kaçakçılığı yapar.
- Nubar Kilerciyan: Hollanda'da oturur. ASALA mensubudur. Örgüt adına eroin kaçakçılığı yapar.
- Erkan Köroğlu: İsveç'te oturur. Mensubu olduğu ASALA adına eroin kaçakçılığı yapar.
- Bedros Demirciyan: Annemin amcasının oğludur. ASALA mensubudur.

*Behçet Cantürk'ün Anıları: Beco - Soner Yalçın