Aranan şart 15 yaşını doldurmak. Kadınlara verdikleri haklar bu olsa gerek: 15 yaşındaki kızları güzellik yarışmasına katmak
........medeniyet .......
BU MİLLETİN NAMUSUNU 1932 YILINDA BÖYLE SATTILAR
1932 BELÇİKA GÜZELLİK YARIŞMASI VE KERİMAN HALİS
FRANSA'DAKİ DANSA MÜDAHALE EDEN KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN'NIN TORUNU DİYE BÖYLE TAKTİM ETTİ BATILI DEVLETLER
YARIŞMAYI GÖREN HALİT TURHAN BEY’İN ANLATIMLARI
Hâlid Turhan Bey Hatıraları’nda Keriman Hâlis Ece’nin dünyâ güzeli seçilmesini şu şekilde anlatıyor:
1932 senesinde yine Cumhûriyet Gazetesinin tertiplediği güzellik yarışmasını Keriman Hâlis kazanmıştı.
Aynı yıl Belçika’nın Spa şehrinde 28 ülkenin katılmasıyla dünyâ güzellik yarışması düzenlenmişti.
Keriman Hâlis bu yarışmaya Türkiye’yi temsilen katıldı.
Günlerce Spa şehrinde kalan güzeller, çeşitli kimselerle görüştü ve konuştular.
Yarışma gününde jürinin önünden kızlar birer birer geçip giyimleriyle, bakışlarıyla, tebessümleriyle puan toplamaya çalıştılar.
Jüri salona geçip puan değerlendirmesi yapmak istedi.
Başkan kürsüye geçerek şöyle konuştu:
“Sayın jüri üyeleri, bugün Avrupa’nın, Hıristiyanlığın zaferini kutluyoruz.
1400 senedir dünyâ üzerinde hâkimiyetini sürdüren İslâmiyet artık bitmiştir.
Onu Avrupa Hıristiyanları bitirmiştir. Elbette Amerika’nın ve Rusya’nın hakkını inkar edemeyiz.
Neticede bu, Hıristiyanlığın zaferidir.
Müslüman kadınların temsilcisi, Türk güzeli Keriman, mayo ile aramızdadır.
Bu kızı zaferimizin tacı kabul edeceğiz, onu kraliçe seçeceğiz.
Ondan daha güzeli varmış, yokmuş bu önemli değil.
Bu sene güzellik kraliçesi seçmiyoruz.
Bu sene Hıristiyanlığın zaferini kutluyoruz.
Avrupa’nın zaferini kutluyoruz.
Bir zamanlar Fransa’da oynanan dansa müdâhale eden Kanûnî Sultan Süleyman’ın torunu işte mayo ve sütyen ile önümüzdedir.
Kendini bizlere beğendirmek istemektedir.
Biz de bize uyan bu kızı beğendik, Müslümanların geleceği böyle olması temennisiyle,
Türk güzelini dünyâ güzeli olarak seçiyoruz.
Fakat kadehlerimizi Avrupa’nın zaferi için kaldıracağız.”
1932 Dünya Güzellik Yarışması Başkanı
***************************************************
30 Ocak 2012 Pazartesi tarihli haber
SIRLARIYLA GÖÇTÜ
31 Temmuz 1932'de Belçika'nın Spa kentinde düzenlenen, orijinal adı “International Pageant of Pulchritude” olan Uluslararası Güzellik ve Zarafet Yarışması'nda ilk kez jürinin oylama yapmadığı, jüri başkanının oylamaya geçilmesine izin vermeden Keriman Halis'i birinci ilan ettiği ve siyasi mesaj yüklü oldukça tartışmalı bir konuşma yaptığı, dünyada ve Türkiye'de uzun yıllar yazıldı çizildi. Hatta bu iddialar, Japonya'da bir dönem “Keriman Halis Olayı” adı altında okullarda ders olarak okutuldu.
ELEŞTİRİLER KONUSUNDA KONUŞMADI
Keriman Halis ise ne bu iddialara, ne de birinci elden aktarılan hatıralara yönelik ağzını bile açmadı. Sadece, birinci seçildikten sonra elinde Türk bayrağı ile sahneye çıkmak istediği, ancak salonda Türk bayrağı olmadığı için bu isteğinin karşılanmak istenmediğini, bayrak bulunmazsa sahneye gelmeyeceğine dair resti üzerine atlas kumaşlardan orada alelacele bir Türk bayrağı yapıldığını anlattı. Ancak jüri başkanının yaptığı konuşma ve kendisini dakikalarca ayakta alkışlayanların Osmanlı aleyhtarı tezahüratları konusunda tek kelime etmedi. Bu olay, o dönem dünya basında günlerce manşetlerde kalmış, “Osmanlı kızının son hali” adı altında Avrupa gazeteleri tarafından Keriman Halis'in resimleri kartpostal olarak dağıtılmıştı.
YARIŞMAYI GÖREN HALİTTURHAN BEY'İN ANLATIMLARI
Türkiye, Keriman Halis'in Avrupa'da nasıl karşılandığını ve jürinin tutumunu, bu yarışmayı bizzat gören Halit Turhan Bey'in hatıralarından öğrendi. Halit Turhan Bey, bu olayı kendi yayınladığı hatıralarında şöyle anlatıyordu: “1932 yılında Cumhuriyet gazetesinin tertiplediği güzellik yarışmasını Keriman Halis kazanmıştı. Aynı yıl Belçika'nın Spa şehrinde 28 ülkenin katılmasıyla dünya güzellik yarışması düzenlenmişti. 1913 yılında doğan Keriman Halis, bu yarışmaya Türkiye'yi temsilen katıldı. Günlerce Spa şehrinde kalan güzeller, çeşitli kişilerle görüştü ve konuştular. Yarışma gününde jürinin önünde kızlar birer birer geçip giyimleriyle, bakışlarıyla, tebessümleriyle puan toplamaya çalıştılar. Jüri salona geçip, puan değerlendirmesi yapmak istedi. Başkan kürsüye geçerek, ‘Sayın jüri üyeleri, bugün Avrupa'nın, Hıristiyanlığın zaferini kutluyoruz. 1400 senedir dünya üzerinde hakimiyetini sürdüren İslamiyet artık bitmiştir. Onu Avrupa bitirmiştir. Bir zamanlar sokağı bile pencere arkasından seyredebilen Müslüman kadınların temsilcisi Türk güzeli Keriman, mayo ile aramızdadır. Bu kızı, zaferimizin tacı kabul edeceğiz, onu kraliçe seçeceğiz' demişti.”
Böyle bir konuşmanın yapılıp yapılmadığı, Keriman Halis'e jüri tarafından bu yönde sözlerin söylenip söylenmediği konusunda sadece Keriman Halis değil, dönemin ilgili aktörlerinden de bir cevap gelmedi. Belçika'da yaşananlar konusunda Türkiye'de belirli bir sansür hep kendini gösterirken ve “Atatürkü koruma kanunu” dolayısıyla bildik kısıtlamalar olurken, dünyada bu yarışmanın yankıları sanıldığından çok daha fazla görüldü. Özellikle Avrupa basını, Müslüman bir kadının, bir Türk kızının kendini beğendirmek için Belçika'ya devlet imkanlarıyla gönderilmiş olmasını Türk modernleşme hareketinin doruk noktası olarak değerlendirdi.
Keriman Halis Ece'nin yıllardır konuşulan hikayesi Japonya'yı o kadar çok etkilemişti ki, bu ülkede ders kitaplarında bir dönem “Keriman Halis Olayı” adı altında konu başlığı bile yer almıştı.
ATATÜRK'ÜN RESMİ AÇIKLAMASI
Yarışmanın ardından Türkiye'ye dönen Keriman Halis, yine bir devlet organizasyonu olarak Sirkeci Garı'nda şölenlerle karşılandı. Mustafa Kemal Atatürk tarafından şerefine balo tertip edildi. Atatürk'ün resmi açıklaması ise şöyle olmuştu: “Türk ırkının necip güzelliğinin daima mahfuz olduğunu gösteren dünya hakemlerinin bu Türk çocuğu üzerindeki hükümlerinden memnunuz. Fakat Keriman Ece, hepimiz işittiğimiz gibi söylemiştir ki, o, bütün Türk kızlarının en güzeli olduğu iddiasında değildir. Bu güzel Türk kızımız, ırkının kendi mevcudiyetinde tabii olarak tecelli ettirdiği güzelliğini dünyaya, dünya hakemlerinin tasdikiyle tanıttırmış olmakla elbette kendini memnun ve bahtiyar addetmekte haklıdır. Cumhuriyet gazetesi bu meselede Türk ırkının diğer dünya milletleri içinde mümtaz olan asil güzelliğini göstermek teşebbüsünü takip etmiş ve bunu dünya nazarında muvaffakiyetle intaç eylemiştir. Arzusunu da ilave edeyim ki, Türk ırkının dünyanın en güzel ırkı olduğunu tarihi olarak bildiğim için, Türk kızlarından birinin Dünya Güzeli intihap edilmiş olmasını çok tabii buldum.”
“Osmanlı'yı bu hale getirdik”
Keriman Halis olayı Türkiye'de halk tarafından “Avrupa'nın Osmanlı'dan intikamı” olarak görülüyor. O dönem Türkiye tarafından “Türk modernleşmesinin ispatı” olarak sunulan bu hadise, Avrupa tarafından “Osmanlı'yı bu hale getirdik” şeklinde dünyaya takdim edildi. İşte bu sebeple 1933'ten 1951'e kadar Türkiye'de güzellik yarışması yapılmasına müsaade edilmedi. Cumhuriyet gazetesinin ilkini 1929 yılında düzenlediği ve her yıl tekrarladığı güzellik yarışmalarına 1933'te son verildi. 1951 yılına kadar Türkiye'de hiçbir resmi ve gayrıresmi kuruluş tarafından güzellik yarışması düzenlenmedi. Keriman Halis konusunda Avrupa'nın takındığı malum tavrın ve halkın gösterdiği tepkinin bu kararda etkili olduğu ifade ediliyor.
***************************************************************
Keriman Halis : Babası "Hızır" yangın söndürme aletlerinin mümessili olan halis bey, 18 yaşındaki kızını bizzat teşvik eder ve cumhuriyet gazetesi'nin düzenlediği ve sadece sekiz kişinin başvurduğu yarışmada, 3 temmuz 1932'de Türkiye güzeli seçilir.
31 Temmuz 1932 yılında Belçika'nın Spa şehrinde yapılan Dünya Güzellik yarışmasında "Dünya Güzeli" seçilmiştir.Keriman Halis yarışma sonrasında Türk bayrağının bulunmaması nedeniyle halkın tezahüratına cevap vermemiş ve bunun üzerine metrelerce atlas bulunarak bayrak orada yapılmış ve bütün yabancılara balkondan dalgalandırılarak gösterildikten sonra,kendisini görmeye gelen halkı selamlamıştır.Yıl 15.02.2007, Sabah gazetesi :" Kraliçe, anılarını Şamdan'a anlattı: "Kırmızı tuvalete, beyaz kurdele takmıştım. Ülkemi bayrağımızın renkleriyle tanıttım."...!
Bu ilginç olay Halit Turhan Bey'in hatıralarında yer almaktadır: “1932 yılında Cumhuriyet gazetesinin tertiplediği güzellik yarışmasını Keriman Halis kazanmıştı. Aynı yıl Belçika'nın Spa şehrinde 28 ülkenin katılmasıyla dünya güzellik yarışması düzenlenmişti.
1913 yılında doğan Keriman Halis, bu yarışmaya Türkiye'yi temsilen katıldı. Günlerce Spa şehrinde kalan güzeller, çeşitli kişilerle görüştü ve konuştular. Yarışma gününde jürinin önünde kızlar birer birer geçip giyimleriyle, bakışlarıyla, tebessümleriyle puan toplamaya çalıştılar. Jüri salona geçip, puan değerlendirmesi yapmak istedi.
Başkan kürsüye geçerek : - Sayın jüri üyeleri, bugün Avrupa'nın Hıristiyanlığın zaferini kutluyoruz. 1400 senedir dünya üzerinde hâkimiyetini sürdüren İslamiyet artık bitmiştir. Onu Avrupa bitirmiştir. Bir zamanlar sokağı bile, pencere arkasından seyredebilen Müslüman kadınların temsilcisi Türk güzeli Keriman, mayo ile aramızdadır. Bu kızı, zaferimizin tacı kabul edeceğiz, onu kraliçe seçeceğiz. Ondan daha güzel varmış, yokmuş bu önemli değil... Bu sene güzellik kraliçesi seçmiyoruz. Bu sene İslami yenmenin zaferini kutluyoruz. Avrupa'nın zaferini kutluyoruz. Bir zamanlar Fransa'da oynanan dansa müdahalede bulunan Kanuni Sultan Süleyman'ın torunu işte mayo ve sutyen ile önümüzdedir. Kendini bizlere beğendirmek istemektedir. Biz de bize uyan bu kızı beğendik. Müslümanların geleceği böyle olması temennisiyle Türk güzelini dünya güzeli olarak seçiyoruz. Fakat kadehlerimizi Avrupa'nın zaferi için kaldıracağız." Biz burada Halit bey'in iddialarının doğru olup olmadığı üzerinde duracağız!Deliller:
1-Sadece sekiz kişi arasından seçilen bir kadın ne kadar güzel olabilir...Kimse seçileceğini ümid etmediği için- Türkler de dahil!- bayrağımızı bile götürmezler...!
Cumhuriyet Gazetesi yazarı Vâ-Nu: “Namzet yedi tane (geçen seneler yüz küsürdü), içlerinde bir tanesi, müsabakaya girmek cüretini nasıl gösterdiğine şaşılacak kadar çirkin. Diğerleri zararsız.(Gökhan Akçura, Dünyanın En Güzel Kızı, Albüm Aylık Görsel Kültür Dergisi Sayı3, Nisan 1998)
2- DİKKAT DİĞERLERİ İÇİNDE DİKKAT ÇEKEN ŞU..GİBİ CÜMLE YOK..ZARARSIZ..EN İYİ KELİME " ÇİRKİN DİİL!"
3- Babasının kızı için tarifi :“kara kuru kızı” (Millethaber:Cumhur BULUT12.05.2007) BU DEYİM NASIL KIZLAR İÇİN KULLANILIR..?
4-"...Şayanı hayrettir Miss Türkiye mevcut sinema artislerinden hiç birine benzemiyordu. Ne Greta Garbo’ya ne Marlin Ditrih’e ne Billy Dova ne de Lilyan Harvey’e... halbuki aşağı yukarı her genç kızın andırdığı bir sinema artisi vardır. Buna mukabil Miss Türkiye’nin çehresinde bariz bir masumiyet bir benlik görüyorsunuz. Bütün dikkatimi toplayarak baktım. Hakikaten güzeldi. Üstünde göze çarpan bir temizlik vardı. Bembeyaz, tertemiz dişler, tertemiz bir cilt... Nasıl bir güzellik biliyor musunuz? Hani ihtiyar kadınlar torunlarına:-Ah benim cici kızım, çitlenbik kızım! Diye severler.Keriman Hanım işte bu ‘Cici kız’. Güzelliğinin en muzeci. Lakırdı söylerken her hali, bakışları, hareketleri on sekiz yaşında bir genç kızla konuştuğunuzu size anlatıyor. Güzelliğinin hiçbir şeytani tarafı yok. Saf bir genç kız güzelliği. İnsana adeta, ne olurdu şöyle bir kızım olsaydı, tesirini veriyor.Yani sözün kısası hilesiz bir güzel (Akşam Gazetesi,Hikmet Feridun Us,7 Temmuz 1932)
HER 18 YAŞINDAKİ KIZIN BENZEMESİ GEREKTİĞİ GİBİ BİR ARTİSTE BENZEMİYOR, GÜZELLİĞİNİN TEMELİNDE " TEMİZLİK, MASUMİYET,CİCİLİK ..." VAR..YAHU BEBEYE BAKICI MI SEÇİLİYOR YOKSA KURTLAR SOFRASINDA BEDENİ İLE "GÜZEL" SEÇİLECEK BİR KADINDAN MI BAHSEDİLİYOR..ONU ÖVEN BİLE GÜZEL DİYEMEMİŞ, "MASUM,TEMİZ..." FALAN..SANKİ RAHİBE...!
5-Cumhuriyette çıkan tebrik mesajından :"Ancak Keriman, hepimizin duyduğu gibi söylemiştir ki, o bütün Türk kızlarının en güzeli olmak iddiasında değildir..." Keriman Halis en güzel kız değil, İlginçtir en son güzelimiz Azra Akın'da defalarca kendini o kadar güzel bulmadığını medyada ifade etmiştir.( "Ben kendimi güzel bile bulmuyorum..Dünyanın en güzeli ben değilim ..Etrafta hayran olduğum o kadar çok kadın var ki... Sabah:11.05.04 ) O halde bunların güzel seçilmesi için diğer kadınlardan ayıran temel özellikler neler bi bakalım.Matematiksel işlem yapalım,toplama,çıkarma,ortak payda...;Keriman Halis;
Kendinden daha çirkin olan kadınlardan farkı:Onlardan güzel olması ve soyunması
Kendinden daha güzel olan kadınlardan farkı:Onlardan çirkin olması ve soyunması..Ortak payda, ...!
6-Siz resimlerine bakın ve karar verin." Dünya" güzelliğini (..!) hak ediyor mu...?Evlilik teklifi için bir kaç kız resmi getirseler bile ilk sıralarda yer alır mı ki "Dünya Güzelliği" nerede..!?
O ZAMAN SORALIM BU İLK DÜNYAN GÜZELİ SEÇİMİNDE TEMEL ETKEN NE İDİ...!NEDEN AMAÇ NE !? HALİT BEY DOĞRU MU SÖYLÜYOR YOKSA!?
Böylece Keriman Halis dünya güzeli seçildi.
Resimleri gazetelerde basıldı.
Hatta kartpostal yapılarak satıldı, elden ele dolaştı.
”İktisad ve Tasarruf Dergisinin Eylül 1932 tarihindeki kapakları bu konuyu işledi:
‘Bir Hakikat:TÜRK GÜZELİ= CİHAN GÜZELİ
Bir Gaye: TÜRK MALI= CİHAN MALI
Başlığıyla nasıl ırkımızın güzelliğini dünyaya ispatladıysak, mallarımızın mükemmelliğini de dünyaya ispatlamamız gerektiği işlendi...
TBMM Başkanı Kazım Paşa Yerli Mallar Sergisi’nde Türk güzelinin Belçika’da giydiği tuvaletin milli kumaştan yapıldığını söylemiş ve yarışmanın kazanılmasında bu faktörün etkili olduğunu belirtmişti.
Yine İktisad ve Tasarruf Dergisini Keriman Halis’in güzel oluşunu Türk üzümü, Türk fındığı,Türk lokumu yemesine bağlıyordu...Gelecekte Türkler her mevzuda kendilerini dünyaya ıspatlayacak ve Türkiye bir süper güç olacaktı...
Bugün K. Halis 94 yaşında, Kadıköy, Çiftehavuzlar'da yaşamaktadır (2007)
******************************************************************