Atatürk'ün ilk manevi kızıydı. 1924 yılında Amasya gezisi sırasında yetimhanede rastlamıştı. Adı: Zehra.

Sonra diğer manevi evlatlar gelmeye başladı Çankaya'ya, Sabiha, Afet, Rukiye, Zühre, Ömer, Afife, Nebile, Sığırtmaç Mustafa, Abdurrahim.

Yaşıt kardeşleriyle ilkokulu Çankaya köşkünde bitiren Zehra, İstanbul'a Robert Koleje yatılı gönderildi.

Edebiyata büyük ilgisi ve yeteneği vardı.

İstanbul'dan sonra, Londra'da yatılı Saint Hilda Koleji'ne gönderildi. Zehra Aylin uyum sorunu yaşadığı, Londra'dan sömestr tatili için Türkiye'ye dönecekti. Gemi ile Fransa'ya, ardından Paris'ten trenle İstanbul'a gelecekti.

Paris'ten trene biniyor.

İki söylentiden biri; yanında Londra Büyükelçisi Fethi Okyar’ın da bulunduğu. Diğeri; Okyar Paris'te aynı trene binen bir tanıdığına Zehra'yı emanet ediyor.

Midesinin bulandığını söyleyerek kompartmandan çıkıyor ve bir daha geri gelmiyor. Yine iki rivayet var. Birincisi; Yanında yolculuk eden hizmetçisi Zehra'nın düştüğünü görüyor ve acil butonuna basıyor. Tren duruyor. Gidip baktıklarında Zehra hayatını kaybetmiş. İkincisi; Zehra'in emanet edildiği kişi-kim olduğu hiçbir kayıtta yok-trende kızı bulamayınca, "Aman Ata'nın kızı kayıp" diyor.

Sonra yetkililer, yaptıkları tahkikat sonucu bir köy istasyonuna yakın bir yerde Zehra'nin cesedini buluyorlar.

Olayla ilgili Paris büyükelçiliğinden Firuz Kesim görevlendiriliyor. Amiens adlı şehre giden Kesim, Zehra'nın cesedini bir kilisede buluyor. Pasaportunu görevlilerden istiyor. Kendi anlatımına göre, meftanın bir müslüman olduğunu söyleyerek,  kilisedeki naaşın yanında bulunan haçları kaldırtıyor.

Fransızlar Türk pasaportu taşıyan ve adı Zehra olan birinin Müslüman olduğunu bilmeyecek kadar cahil mi bilemiyorum. Firuz Kesim'in diğer anlattıkları da bana hiç tutarlı gelmedi. Hepsini burada yazmak istemedim.

Fransız basını, Atatürk'ün manevi kızının ölümünü şöyle taşıyorlar manşetlere:

"Osmanlı Cumhuriyeti’nin vârisi trenden atladı."
“Atatürk’ün kızı ve Osmanlı tahtının varisi kendini trenden atarak intihar etti”

Yıl: Kasım 1935. Türkiye'de cumhuriyet ilan edileli, 12 yıl olmuş. Manidar mı manidar.

Sonrakiler daha da manidar.

Paris'e gönderilen telgrafta Atatürk'ün Özel kalem Müdürü Rıza Soyak, Zehra için bir tören yapılmamasını, tahnit işleminden sonra Türkiye'ye getirilmesini istemiştir. Zehra'e neden TAHNİT yapılmıştır. Bir muamma daha. (Tahnit; ölünün bozulmasını erteleyecek işlemler.)

Söylenenin aksine Amiens'te büyük bir tören düzenlenmiş, halk büyük ilgi göstermiştir. Zehra'nın naaşı önce Paris'e, ardından Marsilya'ya, oradan bir vapurla İstanbul'a getirilmiştir. Marsilya'da dahil vapurun her uğrağı limanda törenler düzenlenmiş, yabancı misyon şefleri törene iştirak etmiştir.

Galata rıhtımından alınan tabut önce Şişli Sıhhat Yurdu’na götürülür. Dört hamalın taşıdığı tabut İstanbul Valisi Muhiddin Üstündağ, nezaretinde Maçka Mezarlığı'na defnedilir. Tören yapılmaz. Atatürk cenazeye gelmez.

 Zehra'nın intihar mı ettiği, trenden mi düştüğü muammadır. Atatürk'ün neden tören yaptırmadığı, cenaze defnine neden katılmadığı da...

 Atatürk'ün sevgilisi Fikriye'nin ölümünün de, aydınlatılmamış bir başka olay olduğunu bir kez de biz hatırlatalım.

Mezar bulunamıyor*

199 yılında bir haber için Maçka Mezarlığı'na giden haberciler Zehra Aylin'in mezarını bulamazlar. 14 Temmuz 1999 tariihli Hürriyet Gazetesi'nde çıkan haberde, "Tüm aramalara rağmen Zehra Aylin'in mezarını bulamadık." denir.

2015 yılında özellikle mezar taşı ve soy kütüğü araştırmalarıyla tanınan Abdullah Baltacıoğlu da Maçka Mezarlığı'nda araştırma yapmış lakin o da mezarı bulamamıştır.

BİR SABETAYİSTİN KABRİSTAN ZİYARETİ (https://kemalkaplan.blogspot.com.tr/2016/11/bir-sabetayistin-kabristan-ziyareti-ii.html) adlı makaleyi yazmak için 2016 yılında ben de mezarlığa gittim. Tıpkı diğerleri gibi mezarı bulamadım.

* Bu kısmı Kasım 2016 tarihinde Maçka Mezarlığı'nı ziyaretimden sonra ekledim.
Axact

Axact

Vestibulum bibendum felis sit amet dolor auctor molestie. In dignissim eget nibh id dapibus. Fusce et suscipit orci. Aliquam sit amet urna lorem. Duis eu imperdiet nunc, non imperdiet libero.

Post A Comment:

0 comments: