Articles by "Sultan Abdülaziz Han"
Sultan Abdülaziz Han etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster


1876’da odasında iki bileği kesilmiş bulunan Sultan Abdülaziz’in kızı Nazime Sultan’ın babasının ölümünü gördüğü ortaya çıktı.

Gördüklerini
1940’da Beyrutlu yazar Adil Sulh’a anlatan Nazime Sultan, babasını iri yapılı 8
kişinin sarayda yakalayarak usturayla bileklerini kestiğini söylemiş.

Son
Halife Abdülmecid’in de babası olan Sultan Abdülaziz 30 Mayıs 1876’da tahttan
indirilmesinden 4 gün sonra gözaltında tutulduğu Ortaköy’deki Feriye Sarayı’nda
sakalını kesmek için bir makas istediği ve o makasla iki bileğini keserek
intihar ettiği iddia edilmişti. Ancak Sultan Abdülaziz’in ölüm raporlarında iki
bileğini kendisinin kesmiş olamayacağı ve dolayısıyla öldürüldüğü yazılmıştı.
Padişah’ın annesi Pertevniyal Sultan da oğlunun 3 kişi tarafından öldürüldüğünü
söyleyerek bu iddiaya destek vermişti.

Sultan Abdülaziz’den 5 yıl sonra tahta çıkan yeğeni Sultan 2. Abdülhamit amcasının
karanlık ölümüne çok üzüldüğü için bu işte adı geçen tanzimatın önemli ismi eski
sadrazamlar Mithat Paşa, Hüseyin Avni Paşa, Mütercim Mehmed Rüşdi Paşa,
Abdülaziz’in tahttan indirilmesine fetva veren Şeyhülislam Hasan Hayrullah
Efendi ve bir çok askerle sivilin meşhur Yıldız Mahkemesi’nde yargılanarak
cezalandırılmasına sebep oldu. Ancak Sultan Abdülaziz’in sır ölümü bu yargılama
sonucunda da aydınlatılamadı.

BEYRUT'TA YAŞADI

Yedikıta
Kültür ve Tarih Dergisi bu ay piyasaya çıkan yeni sayısında tarihçi-yazar Ömer
Faruk Yılmaz’ın bulduğu ve Türk basınında ilk kez yayınlanan bir belgeyle sır
ölümün perde arkasını araladı. İddiaya göre Padişah Abdülaziz’in 3. eşi Hayran-ı
Dil Sultan’dan olan kızı Nazime Sultan bu cinayeti görmüş ve yaşadığı Beyrut’ta
bunu birine anlatmıştı. Babası öldürüldüğünde 10 yaşında olan Nazime Sultan,
1924’te saltanat sürgüne gönderildiğinde ise Beyrut’a yerleşti ve Damad Ali
Halid Paşa ile evlendi. 1947’ye kadar yaşayan Nazime Sultan Beyrut’un Cünye
kasabasında 80 yaşındayken vefat etti. Nazime Sultan bu çok tartışılan ölümü
1940’da yakın dostları olan yazar Adil Sulh Bey’e bir sohbet sırasında anlattı.
Adil Sulh’un oğlu Munah Sulh babasının ölümünden sonra babasının kütüphanesinde
bulduğu bu bilgileri tarihçi yazar Halid Ziyade ile yıllar sonra 1991’de El
Hayat Gazetesi’nde yayınladı ama bu bilgiler Türkiye’de kimseye ulaşmadı.


8 KİŞİ ÖLDÜRDÜ

Ömer Faruk Yılmaz’ın bu bilgilere ulaşarak
yazdığı makale Sultan Abdülaziz’in ölümünden 135 yıl sonra yeni bir kanıtı gün
yüzüne çıkardı. Babasının öldürülüşüne tanık olan Nazime Sultan gördüklerini
şöyle anlatmış,

“Bir gün babam sarayın salonlarından birinde oturuyordu.
Ben de hemen yanı başında idim. O zaman on yaşında idim. Birden yanımıza
pehlivan gibi sekiz adam girdi. Kuvvetli ve kötü niyetli oldukları belli
oluyordu. Babam onları görünce kötü niyetli olduklarını anladı. Kurtulmaya
çalışarak ayağa kalktı. Adamlar ilerlemeye başladılar. Bir taraftan da babamdan
gelecek bir mukavemete karşı ihtiyatla hareket ediyorlardı. Babam büyük cüsseli,
sağlam bünyeli ve güçlü pehlivanlardandı. Birkaç oyuna getirme teşebbüsünden
sonra babam adamlardan uzaklaşarak sarayın bir üst katına çıkaran seyyar
merdivenin olduğu yere ulaşmayı başardı. Ancak oraya varınca şaşırdı kaldı.
Çünkü merdiven yerinde yoktu. İhtiyat olsun diye komplocular onu kaldırmışlardı.
Sonra durdu ve yüksek bir sesle haykırdı: ‘Burada merdiven vardı. Kim aldı?’ Bu
soruyu tekrar tekrar sordu. Telaşla sarayın salonlarında dolaşmaya başladı.
Adamlar da arkasından onu takip ediyorlardı. Gördüğüm bu sahne beni korkuttu.
Kapılardan birinin örtüsünü kendime siper ederek olup biteni izlemeye başladım.
Nihayet adamlar babamın şiddetli mukavemetinden sonra onu bir köşede
sıkıştırarak ele geçirdiler. Sonra sırt üstü yere yatırdılar. İkisi sağ koluna,
ikisi sol koluna, ikisi sağ ayağına, ikisi sol ayağına oturdular. İçlerinden
biri bir ustura ile iki elinin atardamarlarını kesti. Çok kan kaybedinceye kadar
üzerinden inmediler. Babam bu hal üzere ruhunu teslim etti. Sonra onu
pencerelerden birinin perdesine sardılar. Girişte olan karakola götürdüler.
Mithat Paşa da orada idi. Babama karşı niyetlerinin kötü olduğu baştan belli
idi. Zira babam hal’ edildikten sonra münadileri mahallelere gönderip ‘Sultan
Abdülaziz öldü. Sultan Murad onun yerine geçti’ diye nida ettirdiler.”


SULTAN ABDÜLAZİZ

32. Osmanlı padişahı ve 111. İslam
halifesi olan Abdülaziz II. Mahmut ve Pertevniyal Sultan’ın çocuğu, Sultan
Abdülmecid’in kardeşidir. Sultan Abdülaziz 25 Haziran 1861 tarihinde kardeşinin
ölümü üzerine, 31 yaşındayken tahta geçti. 15 yıl tahtta kalan Sultan Abdülaziz,
Osmanlı donanması ve ordusunun modernizasyonu, Osmanlı Bankası’nın açılması,
sayıştay ve danıştay benzeri kurumlar ile itfaiye kurulması gibi önemli işlere
imza attı. Yavuz Sultan Selim’den sonra Mısır’ı ve Avrupa’yı ziyaret eden ilk ve
tek Osmanlı Padişahı olan Abdülaziz, 1867’de Napolyon’un daveti üzerine Paris’te
açılan bir sergiye katıldı ve İngiltere, Belçika, Almanya,
Avusturya-Macaristan’a giderek temaslarda bulundu. Bundan 4 yıl önce Topkapı
Sarayı Müzesi’nin deposunda annesi Pertevniyal Sultan’ın sakladığı Abdülaziz
öldürüldüğünde üstünde olan kanlı elbiseler ortaya çıkmıştı.

Kaynak