Articles by "BELGELER"
BELGELER etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster





bahçeli, mhp, engin alan, balyoz, darbe

Bahçeli’nin MHP tabanının en hassas olduğu bu konuyu bile bile üye yaptığı Engin Alan, Balyoz’dan ilk tutukluluğunun ardından serbest bırakıldıktan sonra bu belgeleri imha etti. Ancak belgelerin bir kısmı kurtarılabildi.



Balyoz sanığı emekli Korgeneral Engin Alan'ın Kolordu Komutanı olarak imzaladığı bir emirde irtica bahanesiyle komutanlıklara şok emirler veriliyor. 24 Aralık 2002 tarihli 'Kişiye Özel' belgenin konusu 'Kategorili Personel İşlemleri ve İrticai Faaliyetler'. Keşan'daki 4. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'na gönderilen emrin istihbarat kodu ise '3590-247-02' ve belgenin üzerinde resmi evraklara verilen 132029 sayı numarası da bulunuyor. Bu belgede, Engin Alan, 2002 seçimleri sonrasında irticai faaliyetlerde artış olduğunu savunarak TSK personelinin takip edilmesi ve ev ziyaretleri adı altında yapılan fişlemelerle doldurulması gereken formlarla ilgili talimatlar veriyor. Ayrıca İmam Hatip Liselerinde okuyan kız çocuklarının türban takıp takmadığı ve okullarda müdürler yoluyla kadrolaşmadan bahsediyor.

İşte Engin Alan imzalı imha edilen o talimat:


İrtica birinci öncelikli tehdit

1-) Ülkemizi bölmeye çalışan terörist örgüt faaliyetleri ile laik ve demokratik devlet yapımıza karşı yürütülen rejim aleyhtarı irticai faaliyetler, birinci öncelikli tehdit olarak ele alınacak, bölücü ve irticai faaliyetlere karşı bütün personel bilgilendirilecek, azami ölçüde dikkatli olunacak gelişmeler sürekli olarak izlenecek ve bu konuda asla taviz verilmeyecektir.
2-) 03 Kasım 2002 seçimlerinden itibaren oluşan atmosfer çerçevesinde, irticai faaliyetler ve oluşumlarda artış, buna paralel olarak takip ve kontrol altında bulunan kategorili personelin tutum ve davranşlarında da olumsuz değişikliklerin olabileceği değerlendirilmektedir.
Eş ve çocuklarını takip edin
3-) Sıralı tüm sicil amirleri birliğindeki personelini ve bu personelin aile yapısı ve yaşantısını çok iyi bilecektir. Özellikle 1. Sicil amirlerinin bir plan dahilinde yapacakları ev ziyaretleri ile personelin eş ve çocuklarının da tutum ve davranışları ile giyim tarzları gözlemlenecek. Giyim kuşamlara belli bir ideolojiyi temsil edecek şekilde giyinen personel uyarılacak. Bu personel titizlikle takip ve kontrol edilecektir.
4-) Birlik geceleri, yemekli toplantılar düzenlemek suretiyle bu toplantılara bütün personelin eşleri ile birlikte katılmaları sağlanacak, personel arasında birbirlerini tanıma ve dayanışma ruhu geliştirilecektir. Resmi bayram, bayramlaşma ve yemekli toplantılara eşleri ile birlikte katılmaktan kaçınan personel üzerindeki takip ve kontrol yoğunlaştırılacaktır. Bu kapsamda.
Kesinlikle müsamaha yok
a) Kategorili personel çok dikkatli bir şekilde izlenecek, tespit edilen menfi tutum ve davranışları belgelenerek kanaat raporlarına eklenecektir.
b) Tutum ve davranışlarında olumlu gelişme görülmeyen personele kesinlikle müsamaha gösterilmeyecek. Aralık 2002 Kanaat Raporları hiçbir tereddüte mahal vermeden doldurulacaktır.
c) Bu personelin haklarında daha fazla gecikmeye meydan vermeden ilgi (a) yönerge ve ilgi (b) emir esaslarına göre işlem yapılacaktır.
5- Son zamanlarda bazı çevrelerin Anayasal Devlet düzenimizin temelini oluşturan "Laiklik" ilkesini; kendi çıkar ve amaçları doğrultusunda yorumlayarak, kamu hizmetlerinin yerine getirildiği başta öğretim kurumları olmak üzere, çeşitli kurum ve kuruluşlarda türban kullanılmasında ısrarlı oldukları ve bu hususu her fırsatta gündeme getirdikleri gözlemlenmektedir. İlgi (c) ile yayınlanan emirde konu ile ilgili yasal prosedür TSK Personelinin dikkat etmesi gereken hususlar açıklanmıştır.
6-) İrticai grup ve oluşumlar ile bunlara destek veren çevrelerin hak ve özgürlükler kapsamında masumane bir tercih olarak devamlı olarak gündeme getirdikleri türban ve benzeri isteklerin; Laik Cumhuriyet İlkeleri karşı dine dayalı bir Devlet düzeni kurmaya yönelik, din ve vicdan hürriyetini aşan sistemli çabaların bir parçası olduğu bütün personel tarafından bilinecektir.
7-) 2001 - 2002 Eğitim ve Öğretim yılı birinci döneminde, İstanbul'daki 23 adet İmam Hatip Lisesi (İHL)'inde öğrenim gören 8056 kız öğrencinin yüzde 90'ı Milli Güvenlik Bilgisi Dersi dışındaki tüm derslere türbanlı olarak katılırken, kılık ve kıyafet yönetmeliğine uygun şekilde MGBD'ne katılan kız öğrencilerin oranı yüzde 63 olarak saptanmıştır. Söz konusu okullarda yapılan bayrak törenleri ne kız öğrencilerin büyük çoğunlukla türbanlı olarak katıldıkları tespit edilmiştir.
Bu durum üzerine 1. Or. K.'lığı tarafından;
a) 24 Aralık 2001 ve 07 Şubat 2002 tarihlerinde yapılan "İstanbul İl Emniyet Komisyonu" toplantılarında bu husus gündeme getirilmiş konunun hassasiyeti fotoğraf ve belgelerle ortaya konularak il/ilçe yöneticileri tarafından gerekli tedbirlerin alınması gerektiği ısrarla vurgulanmıştır.
Bakanlıktaki kadrolaşma!
b) Değişik zamanlarda ordu karargahında toplantılar düzenlenmiş MGBD öğretmenleri konu hakkında bilgilendirilmişlerdir. Okullardaki gelişmeler MGBD öğretmenleri vasıtasıyla devamlı olarak takip edilmiş ve İstanbul Valiliği'nin Kılık-Kıyafet Yönetmeliği doğrultusunda reaksiyon göstermesi sağlanmıştır.
c) İstanbul Valiliği'nin genelgesi gereği 2.inci Eğitim ve Öğretim döneminin başlangıcından (26 Şubat 2002) itibaren, tüm okullarda kılık kıyafet yönetmeliği uygulamaya konulmuştur.
8-) Milli Eğitim Bakanlığı'nda kadrolaşmaya yönelik olarak muhtelif seviyelerdeki 6000 vekil müdürün görevden alınması ve bunların yerlerine başka atamaların yapılmasını içeren [plan, ilgi (d) genelge ile aşamalı olarak uygulamaya konuşmuştur.
Uygulamada;
a) Önce vekil müdürlerin yerlerine Vali/Kaymakam yetkisi ile, geçici olarak yeni vekil müdürler atanacak
b) Son aşamada da uygun gördükleri müdürlerin asaleten atamaları yapılacaktır.
9-) Milli Eğitim Bakanlığı'nın kadrolaşmaya yönelik bu politikası ile ilgili meydana gelen gelişmeler EMASYA Bölge ve Tali Bölge K.lıkları tarafından hassasiyetle takip edilerek elde edilen somut bilgi ve belgeler ivedilikle 2.inci Kor.'lığına gönderilecektir.
Bu konu kapsamında;
a) Özellikle İmam Hatip Liseleri (İHL)'inde ve diğer hassas (Özel ve Kamuya ait) okullarda görevli MGBD öğretmenleri, kılık ve kıyafet yönetmeliği hükümlerinin uygulanması konusunda asla geri adım atamayacaklar ve EK - A, Kontrol Formu çerçevesinde hazırlayacakları raporları ders öğretmeni görevlendiren komutanlığı bildireceklerdir.
b) Değişik uygulama çabaları kılık - kıyafet yönetmeliğinin uygulanmasında karşılaşılan sorunlar, İl Valilikleri İlçe Kaymakamlıkları başkanlığında düzenlenen "Emniyet ve Asayiş" koordinasyon toplantılarında açık ve belgelendirilerek ortaya konulacak.
İşte O Belgeler
1.20110217072720.jpg
  
2.20110217072739.jpg

3.20110217072759.jpg




Bana okulunu değil, hocanı söyle!

Osmanlı memurları özgeçmişlerinde nelerden bahsederdi? Eski zamanların CV'leri nasıldı?

Osmanlı Devleti’nin son döneminde memurlara dair resmi kayıtlar tutulmasına önem verilmiş, her birine ait bir özlük dosyası oluşturulmuştur.

Bugün “cv” olarak adlandırılan “özgeçmiş”lerin Osmanlı dönemindeki resmî adı “tercüme-i hal varakası”dır. Bu belge, memurun “hatt-ı dest”iyle (bizzat kendi el yazısıyla) doldurduğu soru-cevap şeklinde bir formu andırır. Sonunda da mühür ve imzası yer alır.
Meşîhat Dairesi sicil şubesine kayıtlı bir tercüme-i hal varakasını inceleyelim de o dönemlerde özgeçmiş nasıl hazırlanırmış, hep beraber görelim dedik. Bu vesile ile Osmanlının son dönem âlimlerinden birini de tanımış olacağız.Kelamulmuluk

Ali Nureddin Efendi de kim ola?

Belge, “es’ile” (sorular) ve “ecvibe” (cevaplar) başlığında iki sütundan oluşuyor.
Birinci soru şöyle: Sâhib-i tercümenin isim ve mahlas veya künyesiyle pederi ismi ve pederi me’mûrînden ise me’mûriyet ve rütbesi ile beraber marûf zevâttan ise kangı sülâleye nispet ve şöhreti.
Ali Nureddin Efendi bu soruya şöyle cevap veriyor: İsmim Ali, ve mahlasım Nureddin’dir. Pederim Şam merkez nâibi esbak bilâd-ı hamse mevâlîsinden Hâfız Abdullah Sabri Efendi merhûmdur.
İkinci soru: Târîh ve mahal-i vilâdeti.
Ali Nureddin Efendi’nin cevabı: Bin iki yüz seksen üç sene-i hicriyyesi evâilinde Dersaadet’te Fâtih Cami civârında tevellüt etmişim.

Envaru'l Hamid, Sabrizade Ali
Eskiden okulun değil ders alınan hocanın adı referans gösterilirmiş
Üçüncü soru ise öğrenim hayatı ile ilgili: Mekâtib-i ibtidâiyye ve resmiye veya muallim-i mahsûstan nasıl ilim ve fenleri lâ yukayyed veya muhtasarca kıraat ve teallüm eylemiştir? Ve kangı lisanlarda kitabet ve yahut yalnız tekellüm eder? Bir eser ve telifi de var ise neye müteallaktır? Ve ruhsat-ı resmiye ile intişâr etmiş midir? Ve Mektep şehâdet nâmesi ve bir memuriyet intihâb nâmesi var mıdır?
Ali Nureddin Efendi’nin bu suallere cevabı epeyce tafsîlatlı: Sıbyan mektebinde hatmettikten sonra 293’de Filibe Mekteb-i Rüşdiyyesi’nden şehâdetnâmeyle, Şâm-ı Şerîf’te Şeyh Bekir el-Attâr nâm âlim-i nihrîr’in halka-i tedrîsine müdâvemet olunup sarf, nahiv, beyân, bedî, mantık, usul, kelam, hadis, tefsir gibi fünûnu ba’de’t-tahsîl icâzetnâme istihsâlinden sonra Dersaadet’e gelinerek Fatih Dersiâmlar’ından Urfalı Mehmed Efendi’nin dersine dahi hayli zaman devam eyleyip Efendi mûmâ ileyhden sûret-i resmiyyede icâzetnâme ahzına muvaffak oldum ve mekteb-i nüvvâba bi’l-imtihân duhûl ve her sene bilâ teahhur sınıfları birinci veya ikinci olarak terakkî edip ancak hurûcumuz sınıf-ı sâlisden bir ferd ihrâc edilmek mülzem olduğu ve yedi kimse mektepte ibkâ edildiği seneye tesâdüf edip çıkanların dördüncüsü bulunduğum halde sınıf-ı hâmisden 21 Şaban 1308 tarih ve 518 numaralı şehâdetnâmeyi ahza müstahak görüldüm.

Kangı lisanlarda kitabet ve yahut yalnız tekellüm edersin?
Bildiği diller ile ilgili cevabı: Arapça ve Türkçe nazmen ve nesren kitâbet eder ve lisân-ı fârisîyi oldukça tekellüm eylerim.
Eserleriyle ilgili cevabı: Edebiyata mutaallık Cevâhiru’z-zevâhir nâmında üç cilt olarak refîkim Mustafa Siret Efendi’yle müşterek bir telifim 20 teşrin-i evvel 308 ve 909 numaralı ve mearif nezâret-i celîlesinden takdîr buyurulan Kelâmu’l-mulûk nam eser-i âcizânem dahi 20 teşrin-i sani 1309 tarih ve 7/700 numaralı ruhsatnamelerle neşr olunmuştur. Daha başka eserlerim de vardır.
“Kim” takdir edip sana nişan verdi?
Soruların dördüncü bölümü şöyle: Hizmet-i devlete muvazzaf veya mülâzım olarak kaç yaşında ve nerede dâhil ve bi’t-terakkî ne kadar maaş veya harcırah ve ücret ve âidât-ı sâireye nâil olup refte refte (gitgide) nasıl memuriyetlerde bulunuş ve ne rütbe ve nişanlar ihsan buyrulmuşdur. Ve muayyenâtının dâimî ve muvakkat zamâim (zamlar) ve tenzîlâtıyla infisâl ve müddet-i mazûliyetinde maaşa nâiliyet ve tekrar mansûbiyeti vâki olmuş mudur? Ve baz-ı zevât-ı kirâm kitâbet ve maiyeti gibi husûsî işlerde bulunmuş ise keyfiyeti ve bu vukûâtın mümkün olduğu kadar şuhûr ve eyyâmı tasrîh ile tarihleri gösterilmelidir. Ve ecnebî nişanı hâmil ise ne sebep ve vesile ile kangı tarih ve memûriyette aldığı dahî beyan olunmalıdır.
İfadedeki incelik: “Şu kadar para aldım” değil, “Şu meblağ ile taltîf kılındım”
25 Recep 1304 tarihinde mektûbî-i meşîhatpenâhileri kalemine (meşihat kalem dairesi) 30 maaşla çırağ ve 1 M 1305 tarihinde 25 kuruş zamla 55 kuruşa iblâğ ve 1305 şubat 1305’te 250 kuruş maaşla meclis-i intihâb-ı hükkâm ikinci kitâbeti memûriyetiyle bekâm edilip 1 R 1308’de maaş-ı mezkûre 10 ve Kânûn-ı Evvel 1310’de 26 kuruş zamaime nâil oldum.  Ve 12 Şaban 1300’de ibtidâ-yı  hâriçten İstanbul rüûsu ihsân edilip ale’l-usul terakkî ederek 7 Mart 1310 tarihinde hareket-i dâhil raddesine vâsıl olabildim. 1 Temmuz 1307 tarihinde 50 kuruş tarik maaşıyla tesrîr ve 1 Nisan 1309’da 95 kuruşa iblâğ ile taltîf kılındım. 11 R 1310 tarihinde beşinci rütbeden Mecîdî ve 5 R 1312 tarihinde de dördüncü rütbeden Osmânî nişan-ı zîşânlarına nâil oldum. Maaşla maiyet kitâbeti ve hususî memuriyetlerde bulundum. 1 Nisan 1309 tarihinden itibaren Maarif Nezâret-i celîlesin’in itimâdnâmesiyle şehrî 500 kuruş maaşla nezâret-i ma‘neviyye-i Cenâb-ı şehinşâhî ile mübâhî bulunan Aşiret mektebi tarih ve inşâ muallimliğine tayin kılındım.
Şikâyet üzerine mi görevinden ayrıldın?
Diğer soru görevden ayrılış hakkında: İnfisâlin esbâb-ı hakîkiyyesi nedir? Şikâyetle mi munfasıl olup taht-ı muhâkemeye alınmış ise töhmet ve beraatten ne hükme netice vermiştir? Ve cezâ görmüş müdür? Ve bulunduğu hademâttan ve tebriesi lâzım sâir husûsâttan berâet-i zimmete dâir şâyân-ı itimâd ve evrâkı var mıdır? Vukûât-ı mezkûrenin muahharan tashîhi istidâsına ve istilâmla izâ‘a-i vakit ve sahiblerinin dahî intizârlarına mahal kalmamak için kemâl-i vakt ve itmâm ile mümkün ise kendi hatt-ı destiyle yazılması ve ruus ve fermân-ı hümâyunlar ile berâet-i âliye ve mekteb şehâdetnâmeleri ve intihâb ve icâzetnâve ve berâetnâme ve sâir evrâk-ı mevsûka ve müteferride suver-i musaddakasının ve yahud iâde kılınmak üzre asıllarının işbu varakaya rabtı lâzım gelir.
Nureddin Efendi’nin cevabı: İnfisâlim vukû bulduğu gibi lehu’l-hamd hakkımda sermû şikâyet de vukû bulmamışdır. Rüşdiyye şehâdetnâmesi esnâ-yı hicrette zayi edilmiş olduğundan bir sûretinin itâsı maarif nezâret-i celîlesine sûret-i resmiyede mürâcaat kılınmış ise de o tarihde taşra mekâtibinin şehâdetnâmelerine dâir nezâretce bir defter tutulmamış olduğu beyan edildiğinden bi’t-tab mezkûr şehâdetnâme sûreti rabt edilememesi ise de dört kıta ruus ve iki kıta nişan beratlarıyla muallimhâne-i nüvvâb şehâdetnâmesi ve itimâtnâme ve icâzetnâme-i âcizî üç kıt’a telîfât-ı mezkûre ruhsatnâmeleri aynen ve leffen yine iâde buyrulmak üzere takdim olunmuştur. 2 Safer 1313 (25 Temmuz 1895)
Meclis-i intihâb-ı hükkam ikinci kâtibi
Ali Nureddin



Şeyma Benli arşivden bildirdi
Osmanlı CV'si